Kayıtlar

2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kar Topu savaşı Gazisi Selman Paşa

Resim
Bulunduğu il sınırları içerisine düşen ilk kara, içindeki sesi dinleyerek yol aldığı sırada değen Gazi Selman Paşa 1 haftadır sağ kolunu kaybetmenin acısını yaşıyor. Gidiş biletini almak isteyen fakat dönüşte yer bulamazsam geri gelemem korkusu ile hayatının en hareketli günlerini geçiren arkadaşının, Selman Paşa’nın penceresine yaptığı taciz ateşleri sonrasında çıkan savaşta, tam anlamıyla bir insanlık komedisi yaşandı. Savaş nasıl başladı? Karargahında yeni sene için planlar yapan Selman Paşa, camına gelen kar toplarıyla sarsıldı. Hemen arka odadaki depoda sakladığı kar eldivenlerini ve atkısını çıkaran Selman Paşa, savunma pozisyonu aldı. Yoğun kar topu atışlarının ardından, pencereden bakıp arkadaşına “Bekle geliyorum.” diyen Paşa Hazretleri, 2 saat boyunca devam edecek olan bir savaşın içine girdiğinden habersizdi. Önce çocuklar Paşa’nın hayatında çocukların özel bir yeri vardı. O yüzden bu savaşta onlara öncelik tanıdı ve aynı sokakta oturduğu 2 çocuğa, hafif buzlanmış olan ve bü

Nasıl ölmek isterdiniz?

Ölüm her insana hayatında bir kere rastlayan olan bir şey. Az olanların değeri fazla olduğundan, ölüm de bizim için çok değerli bir olaydır. Bu kadar değerli olmasına rağmen insanların istemedikleri ve hatırladıklarında korktukları bir şeydir ölüm. Sonrası için insanların inandıkları farklı şeyler vardır. Ama neye inanırsanız inanın, ölüm anı, bugüne kadar gördüğümüz her şeyden çok farklı olacaktır. Yıllarca ölümü bekleyen yatalak bir hastanın hissettiklerini çok merak ettim. Sabah olduğunda gözlerini açmak nasıl bir duygu? Koskoca dünya küçük bir yatağa sıkışmış ve hareket yok. İdam sehpasında boynunda ip takılan birinin içinden geçenleri merak ettim. Acaba insan o an ne düşünür? Yaptıklarını mı, yoksa yaşasaydı yapmak istediklerini mi? Savaşta yaralanıp kan kaybeden ve ölümün hafifliğini üzerinde yavaş yavaş hisseden o askerin kısık gözlerinde neler canlandığını, aklından neler geçtiğini çok merak ettim. Uzun zaman önce izlediğim bir videoda bir zenciyi ailesi ile birlikte yere yatır

Bolu'dan Ankaraya 30 Km. hızla geldim

Resim
Bolu tüneline girmemize 1-2 dakika kalmıştı ki araba son defa 4. vitesten 3. vitese geçiyordu. Çünkü daha sonra devam eden yolculuğumuzda hiç 4. vitese çıkamadı. Baskı balatanın bedeli 400 YTL İstanbul’dan Ankara’ya giderken Bolu Tüneli önünde arabanın baskı balatası bitmişti. Bilenler bilir gaza basansız da araba gitmiyor, bağırıyor. Araba o haldeyken ortalama 30 Km hızla Bolu’da bir tamirciye gittim. Adam arabanın tamiri için, ertesi gün keseceği kurbanın parasını benden istiyordu: 400 YTL. Evet, kötü bir durum. Arefe günü, ertesi gün bayram ve benim bir an önce Ankara’da olmam gerekiyor. Sadece 2 kere yokuş aşağıya Adam almayı planladığı 400 YTL için 4 saatini tamir için ayıracağını da söyledi. Yani bu şu demek oluyor: Saflığımdan yararlanıp eti bedavaya getireceği gibi, benim zamanımı ve paramı da alarak işleri büyütmek istiyordu. Elbetteki buna izin vermedim. Sadece 2 kere yokuş aşağıya boş viteste 110 Km. hıza çıkmayı göze alarak ortalama 30 Km. hızla Bolu’dan Ankara’ya geldim. G

Bu nasıl bedava oluyor?

Turkcell'in Ramazan ayında düzenlediği ve daha sonra sürekli hale getirdiği bir kampanya var. 20 kontör karşılığında saat 21:00 ile 06:00 saatleri arasında tüm Turkcell aboneleri ile sınırsız konuşabiliyorsunuz. Fakat kampanya tanıtımlarında "HazırKartlılara gece konuşmak bedava." sloganı ile tanıtılan bu kampanya nasıl bedava oluyor anlamıyorum. Kampanya hakkında detaylı bilgi için tıklayınız. Merhaba, GECE BEDAVA isimli kampanyanızın tanıtım metninde şöyle bir ifade yer alıyor: "HazırKartlılar Gece Bedava konuşuyor. 20 kontör karşılığı aynı gün gece 21:00'dan sabah 06:00'a kadar tüm Turkcell'lilerle bedava konuşun." Bedava olarak bildiğimiz, karşılığında bir bedel ödemeden alınandır. Eğer gece 21:00 ile 06:00 saatleri arasında bedava konuşacaksam 20 kontör ne anlama geliyor? Eğer 20 kontör vererek konuşacaksam, bu nasıl bedava oluyor? Teşekkür ederim.

Üşüyünce ne yaptık?

Sağlığı bozuk bir insan olarak doktorumu yanımdan hiç ayırmıyorum. Tedbirli olmak gerekiyor. Öleceksen bile güzel öl derim kendime hep. Soğuk bir kış gününde doktorumla buluşmak için randevu almıştım. Beni beklediği yere gelene kadar zaten sıfırın altına düşmüştüm. Birbirimizi bulduktan sonra ısınmak için sıkıca sarıldık. Fakat ikimizde donma noktasında olduğumuzdan aramızda bir ısı alışverişi olmadı. Tamamda üşüyünce ne yaptın onu anlat Sıcak havaya göre soğuk havada insan daha mantıklı oluyor. Çok üşüyorduk ve bu problemi çözmemiz gerekiyordu. Aklıma giyim mağazalarına girip üzerimize bir şeyler giyip çıkarmak geldi. Yeni sezon ürünlerini kat kat katlayan görevlinin elinden alıp, umursamaz bir biçimde bozup dağıtacak ve elbiselerin tüm sıcaklığını gece bitene kadar depolayacaktık. Öyle de yaptık zaten Üzerime giydiğim kalın poların nasıl olduğunu soran doktoruma çok sıcak şeklinde bir cevap verdim. Bunu duyunda o da aynısını alıp giydi. Ben görevlilerin duyması için yüksek sesle “Bu

Üstünü çukulata ile ödesem :)

Resim
İnce hastalığımdan dolayı yanımda sürekli çikolata taşıyorum. Eğer bir yerde bir damla kan görürsem, vücudumda depolanan bütün enerjim, baraj kapaklarının açılması gibi hızlıca boşalıp dereleri, ırmakları taşırıyor. Ben de bu enerji boşalmasını biraz olsun hafifletmek için yanımda çikolata taşıyorum. Sınav haftasında gece gündüz yorun bir performans sergilediğim için çok yoruluyorum. Hem ev işi, hem iş işi hem okul dersleri bunların hepsine zaman ayırmak gerçekten çok zor. Dersle ilgili bir kitabın fotokopisini almak için her zamanki merkeze gittim. Bir gün sonra gelip kitabı almamı söylediler. Ödemeyi yapmak için kasaya gittim. Ücret 10,25 YTL. + Ya dedim bu nasıl bir ücret? 10 YTL olmaz mı bu? - Olmaz. Zaten bir şey kazanmıyoruz. + “Ya bırakın bu işleri o zaman, madem kazanmıyorsunuz o zaman kapatın gidin burayı.” demedim tabi ki. Hemen cebimden çikolata ile birlikte 10 YTL çıkardım ve 25 YKr yerine bakkal amcaların yaptığı gibi çikolata vermeyi teklif ettim. Ben de bozuk yok,

Kütahya Astur'dan çılgın muavin dedi ki:

Kütahya Astur otobüslerinde rezillik dağıtıyorlar yazısına gelen ilginç yorumlar: Çılgın muavin: güzel kardeşimm metro geldi binmeyiver korkma kütahya astur senin binmemenle batmaz astur milliyetçi insan taşır senin gibilere zaten ihtiyacımız yok inşallah bidahaki sefer benim arabaya binersinde görüşürüz... Diğer gönderilen yoruma oranla daha yumuşak bir dil kullanılsa da talihsiz sözlerden dolayı bir şeyler yazmak istedim. Kütahya Astur senin binmemenle batmaz Eğer biz ülkemizi seven insanlarsak (ve siz, dediğiniz gibi milliyetçi iseniz) bu ifade neden kaybettiğimizi, neden birlikten bir kuvvet oluşturamadığımızı göstermiyor mu? Ben bunu bir yerden hatırlıyorum: "Bir benim tasarruf yapmamla olmaz bu işler." İşte zaten biz bu durumdan dolayı sürekli geriye gidiyoruz. Beni değil siz herkesi ve herşeyi kaybetmişsiniz. Kütahya Astur milliyetçi insan taşır Hizmet firmaları insanları insan oldukları için sevmeli ve işlerinin sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmelidir. Herkes e

Hangi Sahur Programı daha iyi? yazısına yorum

Geçen sene yazdığım Hangi sahur programı daha iyi? yazısı için bu sene bir yorum gelmişti. Ramazan'dan çok geçti ama bu zamana vakit bulabildim ancak. İsimsiz biri tarafından yazılan yorum şöyle: "kanal 7 için yazmış olduğun yorumu son derece saçma ve boş muhabbet olarak buldum.birkez insanlara kel diye tabir edilmez ediyorsan önce kendi eksiklerine bak 2.si o güzel insan gülmüyordu çünki resulallah'ta gülmez idi.sünnet-i seniyeyi yerine getiriyor senin kafana göre program yapılsa zaten bir anlamı kalmazdı." Cevap: Ben de bu yaptığınız yorumu son derece saçma ve boş bir muhabbet olarak buldum şeklinde bir kabalık yapmayacağım size. Madem Peygamber ahlakını iyi biliyorsunuz o halde insanları kırmamayı da bilmelisiniz. Efendimizin üzerine işkembe bıraktıklarında sesini çıkarmamıştı, ben buraya düşüncelerimi yazdım diye neredeyse bana kötü söz söyleyeceksiniz. Ben ismini bilmediğim için kel dedim. Bunu onun bir eksikliği olduğu için değil, fiziksel olarak tanımlamasını

Çinlilere cep telefonu satan ilk Türk

Resim
Cebit Eurasia Bilişim fuarında herkesi şaşırtan, genç bir Türk'ün Çinlilere yaklaşık 5.000 adet cep telefonu satması oldu. Çinliler bu telefonları almak için gün boyunca pazarlık yaptılar. Pazarlama ve Satış sorumlusu olan akıllı Türk, herkesin şikayetçi olduğu Çin malı bu telefonları yine onlara sattarak tarihe geçti. Çinlilerin telefonları çok beğendiği ve kopyalamak için satın aldıkları söyleniyor. Genç Türk ise telefonların üretimini nasıl yaptırdığını açıklamıyor.

Kütahya Astur rezilliğine yorum geldi

Kütahya Astur ile ilgili bir yazımda yolculuk yapanlara ikram olarak rezillik dağıtıldığından bahsetmiştim. Bu yazıma isimsiz biri tarafından yorum geldi. İşte yorum: "Hastaysan özel aracınla git ne mezdek ne şımarık birisin ***KÜTAHYA ASTUR*** KADAR BAŞINA TAŞ DÜŞSÜN." Yorum hakkında fazla bi şey söylemeyeceğim. Eğer ben buraya Kamil Koç'ta veya Anadolu Seyehatte rezillik dağıtıyorlar yazsaydım, onlar bana geri döner ve problemimi sorarlardı. Ama yaptıkları gibi yorumları da benzer olan bir tavır geldi işte. Beğenmiyorsan özel aracınla git Mesele beğenip beğenmemekle veya özel aracımın olup olmaması ile ilgili değil. Benim özel uçağım olsa ve ben uçağımı kullanmayıp herhangi bir firma ile yolculuk yapmak istesem beni eşek gibi taşıyacaklar. Gerçi zaten bazılarının yaptıkları bu: İnsan gibi değil, hayvan gibi taşımak. Eğer siz insan taşıyan bir sektörde çalışıyorsanız bana "beğenmiyorsan kendi arabanla git" şeklinde bir cümle kuramazsın. Hatalarınızı görür ve d

Ne zaman kör taklidi yapacaksınız?

Geçenlerde denize gitmiştik. Sabah erkenden gidip kahvaltımızı yaptıktan sonra hem şunu düşünüyordum: Şimdi akşam 6'ya 7'ye kadar bu suyun içerisinde ben ne yapacağım? Hadi sağa sola yüzdüm. İleri geri gittim. Peki sonra? Suyun içinde odun gibi bekleyecek miyim? Saat 10'da girdiğim denizden plajdaki diğer insanların yardımıyla zorla çıkartıldım. Daha tam olarak zevkini alamamıştım. Yüzme, ters takla, dalma, uçma, top oynama gibi aktivitelerin yanında hem yunusa hem de kanoya bindim. Denizden çıktıktan sonra elbiselerimi değiştirmek için soyunma kabininin bulunduğu yere gittim. İçerideki odalardan birine girip elbiselerimi değiştirirken çok yakından gelen bir kadın sesi duydum. Sonra "Ayşe boş yer yok mu?", "Elif hadi acele et gideceğiz" gibi sesler geldi. Artık kabinde yanımda olmasını istediğim 3 şey vardı. Dışarıya çıktığımda kadınların dayağından kafamı korumak için kask, yüzümü gizlemek için çuval ve hızlı koşabilmek için iyi bir ayakkabı. Seslerin k

Kütahya Astur otobüsünde rezillik dağıtıyorlar

Günlerden birgün Kütahya'dan Ankara'ya gitmek için " mecburen " yerel firma olan Kütahya Astur'dan bilet aldım. Çünkü o zamanlar başka hiç bir firma Ankara'ya gitmiyordu. İçi Eminönü alt geçitlerindeki gibi kokan Mitsubishi Maraton model otobüse bindiğimde aklıma ilk gelen şey Anadolu Seyehat'in yolcularına izlettirdiği, bazı otobüs firmalarının yaptıklarını anlatan kısa film oldu. 180 derece yatan koltuklar Koltuğum o kadar rahattı ki, arkanıza yaslandığınızı otomatik olarak algılıyor ve sınırsız bir yaslanma yeri veriyordu. Sonu yok, arkaya ne kadar iterseniz gidiyor. Ben de o sinirle arkamdaki adamın bacaklarındaki fazlaları aldım. Servis elemanına durumu bildirdim ve beni hemen başka bir koltuğa aldılar. Servis elemanı çok iyiydi. Biraz muhabbet ettikten sonra zaten yakında ayrılıp farklı bir firmaya geçeceğini söyledi. Çıldırtan soru Otobüste dondurma dağıtmaya başladılar. En önden başlayıp sırayla arkaya doğru gelen servis elemanına arka koltuk

Çorabımdaki küpe kulağıma küpe oldu

Resim
Yeni çorapların ön kısmına, açılmasını önlemek için küpe sıkıştırırlar. Ben de bunu çorabı açarken kulağıma takarım. Hepimiz bunu yapmışızdır. Geçen gün küpeli bir çorapla karşılaştım ve eski günlerin anısına bu demir parçasını kulağıma taktım. İçimden bir ses “Son zamanlarda çok unutkan olduğumu, bu küpeyi kulağımda unutabileceğimi.” söyledi. Tabi ki dinlemedim. Çorapları giydiğimde küpenin hâlâ kulağımda olduğunu biliyordum. Ama telefonun çalması ile birlikte uzun süren konuşma sonrası tamamen aklımdan çıkmış. Berbere gitmek için hazırlandım ve evden çıktım. Apartmandan çocuk sesleri geliyordu. Evdeki Ülker Çukulatalı Gofretten bir tanesini cebime koyup aşağıya indim. O da ne: Ev sahibinin hanımı ve kızı, apartman görevlisi ve küçük bir çocuk… Hadi apartman görevlisi neyse de, daha taşınalı 1 hafta olan yeni evimin sahibiyle bu şekilde karşılaşmak çok kötü oldu. Çukulatayı çocuğa verince tüm ilgi üzerime çekildi. Ev sahibinin hanımı ile derslerim hakkında biraz sohbet ettik. Daha

Recebin tavuğu hakkında her şey

Resim
Recebin tavuğu hakkında bilmek istemediğiniz her şeye www.recebintavugu.com adresinden ulaşabilirsiniz. Çok seviyorum bu tavuğu.

Bu araba 180'den az basar

Bu araba 180'den fazla basar blogumdaki arabalara benzer bir arabaya binmek istiyorum. Bunun için ilk adımı Hyundai Accent alarak attık. Şimdilik arabamız Bu araba 180'den az basar kategorisinde. Ama üzülmüyorum, her sene 3.000 YTL biriktirerek 10 yıl sonra kazalı bir Range Rover veya çalıntı Audi Q7 alabiliriz. Bizim arabanın teknik ve taktik özellikleri: + 100.000 km. de 1300 motor tüplü ? Peki ruhsata işli mi? + Tabi ki ruhsata işli BRC tüplü + Otomatik arka ve ön camlar + Kilometrede 145 YKr yakıyor. ? Temiz mi? + 2000 model bir araba için temiz sayılır. - Vites geçişleri çok uzun. - Çekişi çok düşük. Bazen sinirlerim bozuluyor. - Tüplü olduğundan bagajın yarısı kullanılamıyor. Nazar deymesin diye resmini koymadım.

Ellerim dolu, yardım edin

Resim
Bu el benim değil ama tanıdık eli, yabancı değil. Her sınav haftasında Hakan'ın elleri böyle dolu olur. Fakat buna rağmen sınavlarda başarılı olduğu söylenemez. Daha önce cep telefonunun üzerine kopya yazdığı ve soruların çok kolay olmasından dolayı heyecanlanıp telefonu sıranın üzerinde unutarak yakalandığı görülmüştür. Hakan arasıra abartıp ayaklarına felan da kopya yazar. Oturduğu sıraya da ellerinizi süremezsiniz. Çünkü orada da kopya yazılıdır.

Garanti'den insansız şubeler

Resim
Garanti Bankası'nın büyük alışveriş merkezlerindeki şubeleri insansız. Apple markalı ve ekran korumalı bilgisayarlarda sadece Garanti İnternet şubelerine girebiliyorsunuz. Güvenli bir şekilde kullanım sunan şubelerde bankamatikler de bulunuyor. 20inc den daha büyük ekranları görünce çok heyecanlandım ama sadece Garanti İnternet şubesine girdiğini görünce heyecanım geçti. İnternet şubesinin sayfasına oyun felan koymaları gerekli. Zaten şube de kimse yok. Boş duracağına ben kullanırım.

Beşi bir yerde ElBil

Resim
iett'nin kağıt biletlerin yerine getirdiği ikinci ve zorunlu alternatif Elbil. Artık kağıt bilet yerine bu biletler kullanılacak. Biletler telefon kartı kalitesinde ve büyüklüğünde tam bir teknoloji harikası. Akbil makinelerinin üzerine yerleştirilen küçük aletler bu kartı okuyabiliyor. Çok hızlı olması faydalı olmuş. Yalnız biletlerin bittikten sonra çöpe atılması hoşuma gitmedi. "İsteyen getirsin, biz yeniden doldururuz." olsaydı geri dönüşüm ve kaynakların degeli kullanılması açısından iyi olacaktı. Yolcuların durumu nasıl? Otobüse binen kendini Polat Alemdar sanan bir eleman gördüm. Sanki otobüse değilde çok gizli bilgilerin saklandığı ve onlarca kapı ve güvenlik sistemi geçildikten sonra en son gelinen kapıdan geçiyormuş gibi otobüse bindi. Bir an ben bile şaşırdım. Kartını "sanki sadece onda varmış." gibi çıkardı ve Akbil makinesinin üzerine doğru artisce tuttu. O da ne, "Kartı bitmiş." Akbilden ses avaz avaz çıkınca önce kartın arkasına baktı (B

Çılgın Osmanlılar kitabı hakkında

Resim
Yaz okulu kayıtları için Anadolu Ulaşım 'ın sayın yolcuları arasına katıldım. Ve uzun zamandır binmek için heveslendiğim ama bir türlü yer bulamadığım Seyahat-i Saltanat otobüsüne denk geldim. Gece 12:30'da kalkan otobüste kola yok ve size Türk kahvesi, kâğıt helva, lokum ve gül suyu dağıtıyorlar. Ayrıca servis elemanları ve kaptanlar özel kıyafetler giyiyor. Otobüsün iç döşemesi çok güzel. Ve koltuklarda yastıklar mevcut. O kadar şanslıyım ki yanımdaki kişi o gün gelmedi ve bu güzel keyfi rahat rahat yaşama şansım oldu. Çılgın Osmanlılar kitabı nereden çıktı? Hemen önümde nerede olduklarının farkında olmayan, kendilerini bilmeyen iki tane eleman oturuyordu. Saçma sapan şeylerden konuşup gülüyorlardı. Benim hemen yan sıramda çok güzel bir kız oturuyordu. Bu kuş beyinlilerden çok rahatsız oldu ve çantasından kitabını çıkararak okumaya başladı. Bende bu önümde oturanlara benzememek ve vaktimi değerlendirmek amacı ile servis elemanından otobüsteki kitapları getirmesini istedim.

Yaz okulu parasını nasıl yatırdım

Yaz okulu kayıtları için yine okula gittim. Benim yaz okulunda en çok sıkıldığım konu kayıt günlerinde okula parar yatormak için saatlerce beklediğim kuyruklardır. Gerçi bunu sadece 1 kere yaptım. Bu sene de her zaman olduğu gibi sabahın köründe bankada sıra beklemeye başlayanlar, akşama kadar ancak paralarını yatırdılar. Aşağıda yazacağım sıkıntıları okul yönetimi bilmediğinden dolayı, yaklaşık yarım milyar lira parayı elinde bekleterek rezillik çeken arkadaşlarım her zaman mağdur oluyorlar. 1. Anlaşma Ziraat Bankası ile yapılıyor. Bu yüzden kalite beklemeyin. Size sıra numarası vermiyorlar. Binlerce kilometre uzanan kuyruğa geçip sıranız gelene kadar kuyruktan ayrılmadan beklemelisiniz. 2. 500 YTL'ye kadar varan yaz okulu parasını ödemek için koskoca banka sadece 2 kişiyi görevlendiriyor. Yaz okuluna katılan öğrenci sayısı yaklaşık 8.000. 3. Ne kadar para yatıracağınızı ders seçimi yaptıktan sonra öğrenebildiğinizden dolayı okula 2 kere git gel yapmak zorundasınız ve parayı ön

Profilo Alışveriş Mağazası Teknosa Şubesi

Resim
Gördüğüm en güzel Teknosa Mağazası Profilo Alışveriş merkezindeki şubedir. Duvarların içine gömülü LCD'lerde ürün reklamları var ve sürekli değişiyor. Mağazanın içerisindeki bölümler büyük ve ilginç bloklarla ayrılmış. Herşey açık ve gerçek. Bu anlayışı MediaMarkt getirdi ama en başarılı şekilde Teknosa uyguluyor. Tabi ki beni tanıtanlar böyle bir ortamda ilk nereye gideceğimi bilirler. Heyecanla iPod Touch'u aradım. (Ama önce cep telefonlarına baktım.) Sonra bütün özelliklerine sırayla baktım. Çok kullanışlı olduğunu ve harika olduğunu artık söylemekten bıktım. Bu aleti almak istiyorum ama çok pahalı. Aslında Teknosa bana bundan bir tane verse ben Touch'un Teknosa'nın reklamını deli gibi yaparım. Evet deli gibi reklamını yaparım. Çevremdeki kişilerin aylık teknoloji harcaması ortalama 2.000 YTL civarında. Her ay birisine bilgisayar, cep telefonu, MP3 Player alıyoruz. İstersem bunların tümünü Teknosa'dan yaptırabilirim.

Araç vitamini Dew motor yağları

Resim
Buna inanamıyorum. Bu insanların gözleri kör, kulakları duymuyor sanırım. Bu kadar basit bir reklam ancak bu kadar etkili olur. Etkili olmasının sebebi insanların sinirlerini bozup kanalı değiştirmesinden kaynaklanıyor. Ben kanal sahibi olsam bu reklamı yayınlamam. yayın ilkelerine aykırı bir reklam bu. Kimseyi sıkıntıya sokmaya gerek yok. Adam evinden çıkacak ve işine gidecek. Karısına saçmalayıp ( dew ir değişti hanım) dışarı çıkıyor ve bahçede bir dew e. Ya bu nasıl saçmalık. Devenin ne işi var orda. Arabaya biniyor yolda kamyoncu sıkıştırıyor. Adama dew e. Ona buna dew e derken motor yağlarını satan yere geliyor. Reklamın sonunda dew kadro derken bunu kapının önündeki 3 kişi için söylüyor. :) Bu reklamı izlerken hastalanıyorum. Kim çekmiş nerden bulmuşlar da çekmişler anlamadım. Eğer reklamdan etkilenip motor yağı alan varsa pes doğrusu. İnternet siteleri de vardır diyerek google'den arattırdım. Evet var. Ama orasıda reklamdan aşağıya kalır değil. Haat geçmiş bile. İsterseniz

Yalnızlık gittiğin yoldan gelir

Güneşin hayatımızda bir anlamı olması için ona nasıl bakmamız gerekir? Her sabah kalktığınızda yorgunsanız, yine yapacağınız şeyler aynıysa ve sizi mutlu eden bir şey yoksa hayatınıza güneş doğmuş, bunun ne anlamı var? İnsan neden yemek yer? Kahvaltı sofrasını düşünüp artık sofrada ne olduğunu merak etmiyorum. Yemek yiyorum ama sadece açlığı hissetmemek için. Yediklerimin boğazımdan geçmesi için bekliyorum. Bazen bütün gün hiç yemek yemiyorum. Karnım çok acıkıyor ama yemek yemiyorum. İnsan neden yemek yer? Gücüm kalmadı mı? Arkadaşlarımı aradığımda onlarla konuşacak bir şey bulamıyorum. Nasılsın, iyi misin, ne yapıyorsun? Bana da bu soruları soruyorlar. Cevabı hep aynı. İyiyim, aynı işte uğraşıyoruz. Telefonu kapattıktan sonra kendime ve yaptıklarıma bakıyorum. Güneşin pencerede nasıl doğup battığını görüyorum. Günler o kadar hızlı geçiyor ki bunu son 20 gündür fark edememişim. Aslında hiç bir şey yapmıyorum. İçinde bulunduğum aydınlık ama anlamsız dünyamın içinde oturuyorum. Şu

20 YTL'ye 1 yıl boyunca müzeler ücretsiz

Kültür ve Turizm Bakanlığı çok güzel bir çalışma başlattı. 20 YTL'ye alabildiğiniz Müze Kart sayesinde bir yıl boyunca Turizm Bakanlığı'na bağlıtüm müzelere kartınızı göstererek ücretsiz ve sınırsız giriş yapabiliyorsunuz. Bu karttan ben de almak istiyorum. Turizm Bakanlığı'na bağlı en çok müze İstanbul'da var ve ben bunların çoğuna daha gitmedim. Mesela Topkapı Sarayında Harem kısmına hiç girmedim daha. Çünkü oraya giriş ayrı ücretlendiriliyor ve fiyatı 10 YTL. Genelde kalabalık gittiğimizden içeriye girmeden geri dönüyorduk. Ama bu kartı alarak istediğim kadar giriş yapabilirim. Kartınızı internette de alabiliyorsunuz, müzelerdeki gişelerden de. Sanırım artık müzeler çok pahalı, giremiyoruz, gidemiyoruz problemi kalmaz. Bence kartların tüm müzeleri kapsaması gerekli. Yıllık sabit ücret karşılığında her yere gidebileyim. Kendi insanımız, kendi kültürümüzden habersiz yetişmesin. Müze Kart

414 dakika oynadık sadece 9 dakika galip kaldık

EURO 2008 başladığından beri uzatmalarda dahil olmak üzere toplam 414 dakika top oynadık. Yarı finali yakalayan ve inanılmaz maçlar oynayan takımımız için Avrupalıların şaşırıp kaldığı ilginç bir nokta var. Oynanan bu süre içerisinde sadece 9 dakika rakibimizden üstün olarak oynadık. Bugün bütün dünya basını bizi konuşuyor. İşte dünya basınından beğendiğim açıklama ve başlıklar: Times - İngiltere Türk milli takımının Avrupa kupasında uzatmalar ve sakatlıklar da dahil toplam 414 dakika maç yaptığını, bu sürenin sadece toplam 9 dakikasını ''galip durumda'' geçirdiğini hatırlatan Times, ''aslında bütün bilmeniz gereken bu gerçekten de. Biri Fatih Terim'in takımının ilerleyişini bir şekilde izaha kalksa, mantıken yenilgiye uğrar'' dedi. ''Bu, büyük uluslararası şampiyonalarda ortaya konulmuş en olağanüstü başarı serisi'' diyen gazete, Hırvatistan'ın da cesur bir takım olduğunu, bunu en iyi İngiltere'nin bileceğini belirtirke

Ne mutlu Türk’üm diyene!

Resim
A Millilerimiz bu gece yine “inanılanı” başardı. 1-0 yenik düşmemize rağmen 120+2’de Semih’in attığı gol bütün Türkiye’nin coşkusu oldu. Ne mutlu Türk’üm diyene!

Would passion of Turkey fit into this bus?

Resim
Would passion of Turkey fit into this bus? - Türkiye aşkı bu otobüse sığar mı?

Aranızda ekranı "kıllı" olan var mı?

Acer 5602 bilgisayar kullanıyorum. Alalı yaklaşık 15 ay oldu. Şu an üzerinde bir çok arıza mevcut. Zaten aldıktan 1 hafta sonra problem çıkarmaya başlamıştı. Arızalar içinde en ilginç olanı ise ekranın altında "kıl" olması. İlginç çünkü aldığım yere ve teknik servise "Ekranın altında kıl var, bu kullanıcı hatası olur mu?" diye sorduğumda "Ne kıl mı var?" "Beyefendi emin misiniz kıl olduğuna?" Kıl kaçırmaz bilgisayar istiyorum Buradan kıl gibi görünüyor. Bunu aldıktan 1 hafta sonra farkettim ve %90 kıl. Ekranın arkasına nasıl kıl kaçar bilmiyorum. Bilgisayarın kullanma kılavuzunda "Kıla karşı dayanıklı değildir, lütfen fazla yaklaşmayın." yazmıyor. Ki zaten bilgisayarı kullanırken içine girmiyoruz uzaktan bakıyoruz. Bu durumda benim oraya kıl kaçırmam imkansız. Bu onların kılı. Üretici hatası. USB sorunu hastalık gibi Gerekirse DNA testi yaptırırım ben. Ayrıca bu kıldan başka USB'lerde çalışmıyor. Bilgisayarda 3 tane USB var. Bu 3 US

Arda 75. dakikada bombanın pimini Çek'ti

Resim
Geçen gün attığımız tokatla hem ahlak hem de futbol dersi verdiğimiz isviçre'den sonra şimdi de Çek Cumhuriyeti'ne şok yaşattık. 2-0 üstünken 15 dakika içerisinde yedikleri 3 golle akılları başlarından giden Çek'ler maçtan sonra hüngür hüngür ağladılar. Hakemin her türlü insanlık dışı hareketlerine karşı aslanlar gibi savaşan oyuncularımız 75. dakikaya kadar Çek Cumhuriyetinin istediği gibi oynadı. Daha öncede çok kez söylediğimiz gibi geleceğin yıldızlarından olacak Arda Turan'ın bu dakikada gelen harika golu takımımızı birden ateşledi. Maçın son 15 dakikası Çekliler sadece bizim vuruşlarımızı tutmaya ve akın akın gelen ataklarımızı engellemeye çalıştılar ama başarılı olamadılar. Boyu uzun aklı kısa Koller, ilk golu atarken 90 dakikanın sonunda altları ıslanmış çocuklar gibi ağlayacaklarını bilmiyorlardı. Sakatlanan Emre Güngör'ün oyundan çıkması ile Emre Aşık'ı oyuna almak için izin vermeyen 4. hakeme Fatih Terim'den çok sert bir uyarı geldi. Tuncay yine b

Milli'ler önce ÖSS sınavına girdiler

Resim
Avrupa Futbol Şampiyonası'nda mücadele eden (A) Milli Takım'da, futbolculardan Semih Şentürk, Servet Çetin ve Uğur Boral, bugünkü önemli Çek Cumhuriyeti maçı öncesi ÖSS heyecanı yaşadı. (A) Grubu'ndaki ikinci maçta İsviçre karşısında attığı kafa golüyle beraberliği sağlayan ve Türkiye'nin karşılaşmadan 3 puanla ayrılmasında büyük rol oynayan Semih Şentürk ile Servet Çetin ve Uğur Boral, kamp yaptıkları otelde, Ankara'dan gelen ÖSYM temsilcilerinin eşliğinde sınava girdiler. Kaynak: TFF --- Semih'in sınavın bitmesine yakın hareketlenmeye başladığı ve soruları okumadan şıkları işaretlediği öğrenildi. Servet Çetin'de sayısal 2 bölümünde çok zorlandığından dolayı çok kez kopya çekme girişiminde bulunsa da yetkililer buna izin vermedi. Uğur Boral ise sınavdan sonra yaptığı açıklamada sınavı kazanmak istiyorum ama yabancı bir üniversite tercihi yapacağım dedi. Kaynak: Ben Hastayım

Zil çalıp kaçmalar eskidi diye ben bunu yaptım

Televizyondaki reklamlardan da izlediğiniz gibi hâlen yurdumuzun bazı bölgelerinde çocuklar apartmandaki zillere yukarıdan aşağıya doğru basıp kaçıyorlar. Ben de geçenlerde yeni bir şey denedim. Biraz daha eğlenceli. Nasıl bir ev sahibi? Kiralık ev ararken apartmanın 150. katında A4 kağıda yazılmış bir ilan gördüm. Ya Satılık yazıyor ya da Kiralık. Ama evin sahibinin beyninin çevresi Türkiye ortalamasının çok altında olduğundan dolayı pencereye astığı yazının aşağıdan görünemeyeceğini düşünememiş. İnsan yazıyı astıktan sonra bir bakar görünüyor mu diye? Ama kapasite yok. Neyse konu bu değil. Ne yaptım? Yazıyı okuyamayınca çok sinirlendim. Bu komşular için çok kötü bir durum. Çünkü günde 150 kişi ev hakkında bilgi almak istiyor ve direk onların ziline basıyorlar. Ben de hemen apartmanın kapısına gittim ve o dairenin karşısındaki dairenin ziline bastım. Sabahtan beri gelen taleplerle ilgilenmekten yorulan bir kadın ve benim aramda megafondan şu konuşmalar geçti:: -Kadın: Kimsiniz? + Ben

Biz sizi yemeyiz, domuz eti bize haram

Resim
İsviçreliler bizi hiç sevmiyorlar. Bu yüzden bugünkü gazete ve dergilerde "Ne olursa olsun akşama kebap yiyeceğiz." gibi alaycı başlıklar atmışlardı. Fatih Terim'i döner haline getirip İsviçreli futbolculara kestiriyorlardı. 90 dakika boyunca heyecanla izlediğimiz maç sonunda gülen taraf biz olduk. Şimdi daha önce kızdığım futbol yorumcuları çıkıp futbolculara yere göğe sığdıramayacak, Fahit Terim'in çok büyük olduğunu söyleyecekler. Bunların hangi takımı tuttuğu belli: Kim yenerse o takımı tutuyorlar. Nihat ve Tuncay'ın performansı yine düşüktü. Tuncay Portekiz maçından sonra yaptığı açıklamada "Her insanın kötü bir günü olabilir. Ben çok çalışıyorum ama yapacak bir şey yok, bugün benim kötü günüm." demişti. ama görüyoruz ki günler geçmesine rağmen hâlâ kötü günleri atlatamamış. Onlarac top kaybı, isabetsiz vuruşlar, etkisiz ortalar ve kaçan goller. Servet tek başına bir takım. Eğer defansımızı Servet korumasa bugünlere gelemezdik. Çok sıkıntılı anlarda

Çok konuşmaya gerek yok

Resim
Televizyonlarda yine en sinirlendiğim şeyler olmaya başladı. Maç bitti artık. Bu kadar çok konuşmanın anlamı yok. Yok öyleydi yok böyleydi bilmem ne. Şu olsaydı böyle olurdu, bu olsaydı böyle olurdu. Şampiyonaya katılmadan öncede herkes Fatih Terim'e ve oyunculara ağzına gelen her şeyi söylediler. Şimdi bir maça bakarak herkes konuşup duruyor. Daha 2 maç var ve abartmanın anlamı yok. Evet çok saçma oynadık ve kaybettik. Ama bu şekilde konuşarak oyuncularımızın moralini bozmamamız lazım. Fatih Terim'de sizin söylediklerinizi düşünebilecek kapasitede. Konuşurken ileriyi düşünüp konuşmak gerekiyor. Eğer son 2 maçı kazanırsak o dilleri uzunlar ne diyecekler?

Oynadığımız futbolsa Arap olayım

Türk futbolcularının genelinde bir tembellik var. Türkiye'den seçilen en iyi oyuncular maçta doğru düzgün orta yapamıyor, oyun kuramıyor, pas veremiyor. Bugünkü Portekiz maçında nasıl bir takım izledik, nasıl bir oyun izledik inanamıyorum. Tuncay'ın kontrolsüz ve isabetsiz vuruşları, Hamit'in sol tarafı boş bırakıp bize uzun süre tehlikeli anlar yaşatması ve Gökhan Zan'ın anlamsız hareketleri maçı zaten bitirdi. Oyuncuların tümünde birbirlerinin oyun tarzlarına göre bir uyumsuzluk vardır. Zaten bu yüzden bir çok kez top kaybettik. İleriye doğru açılamadık ve topu çeviremedik. Kendi sahamızda kaldığımızdan maç hep bizim kalemizde oynandı. Defansta kanatları iyi tutamadık, eğer Servetin çabası olmasa daha çok yerdik. Allah'tan ilk yarıda bizi direkler kurtardı. Volkan'da çok güzel kurtarışlar yaptı. Ronaldo'nun uzaktan vurduğu serbest vuruşa eliyle müdahale ederek direğe çarpmasını sağladı. Mevlüt'ün kadroya alınmasını isabetli bir karar olarak görmedim hi

Kalabalık olmasın diye kimseye haber vermedim

Resim
Rehberimde kayıtlı olan arkadaşlarım, operatörlerin inanılmaz kampanyaları olduğunda, onlara SMS, MMS ve artık arayarak bilgi veriyorum. 07 Haziran 2008 akşamı Turkcell Kuruçeşme Arena'da Yaşar konseri ve ardından Portekiz - Türkiye Maçı vardı. 10.000 kişi ile sınırlı kontenjana tüm Turkcell aboneleri başvuru yapabiliyorlardı. Ben hemen mobil biletimi aldım ve güzel bir akşam yaşadım. Toplasanız 1000 kişi felan gelmiştir. Ben kimseye haber vermeyince, mobilbey'e de haber yapmayınca bir talep olmadı tabiki. Turkcell Kuruçeşme Arena arka kapı Turkcell Kuruçeşme Arena Turkcell Kuruçeşme Arena Turkcell Kuruçeşme Arena Yaşar Konseri Turkcell Kuruçeşme Arena Yaşar Konseri

İstanbul'da biraz önce deprem oldu: 07.06.2008 - 01:58

07.06.2008 tarihinde saat 01:58'de 4,5 şiddetinde kısa süreli bir deprem yaşandı. Büyük İstanbul Depremini akıllara getirenler korktu. Allah doğal felaketlerden hepimizi korusun.

Avea ve Vodafone aboneleri okuyunca çatlayacak

Zamanında bir çok avantajı ve indirimi olduğu için aldığımız Vodafüne CepÖğrenci ve Avea MobilÖğrenci hatlarının artık Turkcell Bizbize Kampsu tarifesi karşısında hiçbir avantajı kalmamıştır. KampusCell tarifesi ile ilgili detaylı bilgi için tıklayınn.. Şimdi bugün çıkan 3 yeni kampanya ile Normal bir HazırKart abonesinin neler kazanabileceğine göz atalım: En az 100 kontör yüklediğinde Tüm Turkcell abonelerine gönderebileceği 1000 SMS Tüm Tukkcell abonelerini ararken kullanabileceği 250 kontör En az 250 kontör yüklediğinde Bu yukarıda saydıklarıma ek olarak Tüm Tukkcell abonelerini ararken kullanabileceği 500 kontör Her yönü ararken kullanabileceği tam 750 kontör hediye. Benim durumum ne? YükleKazan kampanyası kapsamında zaten 5 gün önce 250 kontör yüklemiştim. Bu yükleme bizbize Kampüs tarifesinin yükleme gününe denk geldiğinden şu anda hattımda 2 saat bedava konuşma sürem duruyor. Bunun yanında kazandığım 500 kontörden daha 180 kontörü hattımda yüklü. Ben de 2 gün sonra 250 kontör yü

Yıkılmadım ayaktayım tüm milletlerle yan yanayım

Resim
Uluslararası Türkçe Olimpiyatında yarışan yaklaşık 30 kişilik grubun dün geceye özel olan gösterisini izledik. Uzun ve çok güzel bir gösteriydi. Gecede en çok beğendiğim, Mahsun Kırmızıgül’ün taklidini yaparak “Yıkılmadım Ayaktayım” şarksını söyleyen çocuktu. Program bittiğinde seyircilerin çocuklarla fotoğraf çektirmesine izin verdiler. İşte o görüntüler: Nijeryalı çocuğa sarılıp fotoğraf çektirdim. Bizim şirkete yeni eleman olarak almayı düşünüyoruz. Bu Kazakistanlı kız. Fotoğraf çektirebilir miyiz? diye sorunca "Tamam ama ben eve gideceğim, hemen çekerseniz sevinirim" dedi. Otomatik netleme devreye girmediğinden kötü çıktı. Bu arkadaş diğerlerinden büyük. Azerbeycanlı. Sahnede çok güzel olnadılar ama büyük olduklarından fazla ilgi çekmediler. Renkleri farklı olsaydı ilgi çekerlerdi. Bu fotoğraftada sahneden ayrılıp odasına kaçan çocuğun koluna girip, "Kaçmazsın nereye, çek-ti-re-cek-sinnn." dedim. Bana bakıp "abi çok açık gözlüsün sen ya" dedi. Hemen na

Günde kaç mesaj gönderiyorum?

Resim
Tekrar tekrar söylemenin bir anlamı yok. Turkcell Bizbize Kampus tarifesinde, 3 ücretli mesajdan sonra gün bitimine kadar tüm Turkcell'lilere göndereceğiniz mesajlar ücretsiz. İşte son 1 haftaya ait mesaj gönderme sayıları: 28.05.2008 + 11 29.05.2008 + 60 30.05.2008 + 189 31.05.2008 + 5 01.06.2008 + 3 02.06.2008 + 233 03.06.2008 + 164 Toplam : 665 + Ortalama: 95

TURKCELL - CELLMANN işbirliği

Resim
Turkcell'in sayfalarındaki 12. hatayı da bildirerek bir teşekkür yazısı daha aldım. Keşke bana iPod Touch verseler. Geçenlerde 25 tane verdiler bana çıkmadı.

Son durak

Resim
Büyük bir beyne sahip insanların otobüs işletmesini gerçekleştirdiği Kütahya'da durağa doğru yürürken aniden yağmur başladı. Hızla artan yağmurda fazla ıslanmamak için ben de hızlı yürümeye başladım. Üstü kapalı durağın altına girip yağmurdan korunacağımı sanıyordum. Hemen durağın altına girdim ama hâlâ ıslanıyordum. Neden ıslandığımı kafamı kaldırıp gökyüzünü gördüğümde anladım. Aslında fotoğraf her şeyi anlatıyor:

Eurovision'da birinci Deli oldu

Resim
Mor ve Ötesi' nin hem sahne şovu hem de Deli parçası inanılmaz güzeldi. Ben Deli 'yim. Eurovision resmi sitesinde bizim galerinin başlığı çok güzel. Turkish deli'ght on stage Deli Aranıyor sahibi ruhumun Tam yerine mi düştüm Direniyor faili tutkunun Kızmış ve küçülmüş Aranıyor sahibi ruhumun Tam yerine mi düştüm Direniyor direniyor direniyor Beni büyütün, ağlatmayın Sevginiz nerde övündüğünüz Beni büyütün, ağlatmayın Sahte düşlerle oyalamayın Bir yarım akıllı bir yarım deli Dört yanım akıllı bir yanım deli Herkes akıllı bir ben deli Bir ben deli bir ben deli Beni büyütün, ağlatmayın Sevginiz nerde övündüğünüz Beni büyütün, ağlatmayın Sahte düşlerle oyalamayın Söz ve müzik: Mor ve Ötesi

Neden ben kazanamadım?

Aylardır her şey çok güzel gidiyordu. Bedava konuşma süreleri, bedava mesajlar, MMS'ler felan. Bugün iPod Touch çekilişleri açıklandı. Bana vereceklerinden emindim. Ama 25 taneden biri bile bana çıkmadı. Neden ben kazanamadım hiç anlamadım. Peki kimler kazandı? Görmek için tıkla...

Tehtid telefonları alıyorum

Resim
Son makalemde çift SIM kart çalıştıran firmalara dokununca işler biraz değişti. Çift SIM kartlı telefon üretmek ve satmak çok kolay olduğundan bu işin içinde bir sürü firma var. Doğru düzgün internet siteleri ve yerleri olmayan bazı firmalara dokununca onlarda artık beni çaldırıp kapatmaya başladı. Makaleye ulaşmak için tıklayınız...

Seni seviyorum TEDAŞ

Hayatımda ilk defa böyle bir fatura görüyorum. Elektrik faturasını elime aldığımda Ödenmesi Gereken Tutar kısmında şu yazıyordu: "DÜŞÜK TÜKETİM. BORCUNUZ BULUNMAMAKTADIR." Seni seviyorum TEDAŞ. Evde tek başıma kaldığımdan yalnızlığın faturasını ağır ödediğimi anlamış ve elektrik faturasından indirim yapmış. Suya gelirsek hiç sormayın. 5 aydır 1 kuruş bile su parası vermedim. Su da kartlı olduğundan benden önceki kiracı zaten tonlarca su almış. 5 ayda sadece 2 ton kullandım. Daha 10 ton su var. Gerçekten de hayat bedava. Elektirik bedava, su bedava, hava bedava.

Selman karakolda

Evet, yeni bir yazı dizisiyle sizlerle birlikteyiz. Bundan sonra sizlere farklı mekanlara gidip başıma açtığım belaları paylaşacağım. İlk bölüm Selman Karakol'da. Bir arkadaşımın olayından dolayı sivil polislerle birlikte karakola gittik. Ben sadece arkadaşımın yanında durmak onu yalnız bırakmamak için gitmiştim. Kapıdaki görevli "İşin yoksa giremezsin" demişti ama ben "Var, var" deyip karmaşada içeriye girmeyi başardım. İşte koridorda beklerken yaşananlar: P.M 01: Sen kimsin? Ben: Ben Selman. P.M 01: Ne işin var burda? Ben: Arkadaşımı bekliyorum. P.M 01: Arkadaşın kim? Ben: Bayram. P.M 01: Bayram kim? Ben: Arkadaşım. P.M 01: Ya ben anlamadım sen neden burdasın? Ben: Ama başa döndük şimdi. Ben Selman. O sırada diğer kapıdan bir Polis daha çıktı ve aynı diyalogu ikili şekilde yapmaya başladılar. P.M 02: Peki sen neden burda bekliyorsun. Ben: Ya arkadaşımı yalnız bırakmamak için geldim. Dışarısı soğuk diye burada bekliyorum. P.M 02: Tamam da sen ifade verecek misi

Turkcell'e kim pahalı diyor anlamadım

Şimdi size 100 kontör yükleyerek neler kazandığımı yazacağım? - Her Yöne 1 saat bedava görüşme süresi - Turkcell'lileri ararken kullanabileceğim 2 saat bedava süre - Bizbize Kampus aboneleri ile her 10 dakikası 1 kontör - Her yöne mesajlarım 1 kontör (Bedava mesajlarım biterse tabi) - 3 mesajdan sonra tüm Turkcell abonelerine bedava mesaj Ayrıca katıldığım diğer kampanyalarla - Bedava arama sürem bittiğinde Her yöne aramamın dakikası 1 kontör, - Arkadaşını Öner kampanyasından kazandığım her yöne bedava 500 SMS - Halimeyi KampusCell'li yaptığım için 100 kontör - MMS kampanyasından 1 ay boyunca günde 1.000 MMS gönderme hakkı. 6 aydır yüklediğim kontörleri sadece arkadaşlarıma göndererek harcayabiliyorum. Şimdi hangi yönü arasam, hangi yöne mesaj çeksem, hangi numaraya resimlerimi gönderip hangi e-posta adresine mail göndersem de bedava. Soruyorum size: Turkcell'in neresi pahalı? Yoksa ben hasta mıyım?

Son zamanlarda çok açıldım

Şimdi size son bir hafta içerisinde neleri açık bıraktığımı yazıyorum: Kapı bütün gece açık kalmış. Öğleden sonra okula giderken farkettim. Banyonun ışığı yaklaşık 9 saat boş yere açık kaldı. Akşam olunca ışığın yandığını farkedip kapattım. Odamın penceresini ne zaman açtığımı hatırlamıyorum ama 2 gün önce kapattım. Ve son olarak ocak. Üzerinde tava varken yaklaşık 3 saat açık kalmış. Mutfağın camına yansıyan mavi ışığın ne olduğunu merak etmemle anladım. Bu açıklarım giderek büyürse sanırım erkenden mezarımı açacaklar. Başıma son 3 günde neler geldi. Çok yakında burada...

Kim bu 10 diş hekiminden 9'u?

Ya yeter artık. Bildiğiniz gibi ismi bir acayip diş macunu daha çıktı. Reklamda bir diş hekimi sanki gizli kamera ile çekiyorlarmış gibi anlatıyor. Reklamın sonunda bilindik sahne: "10 diş hekiminden 9'u bu diş macununu öneriyor." Hadi ya. Kim bu 10 diş hekiminden 9'u? Kim bu 10 diş hekiminden 9'u ya? Bilen varsa söylesin. Ben bu adamların dişlerini fırçaladığına inanmıyorum. Hepsi aynı arkadaş hiç birinde fark yok. Neden bir kişi bunu önermiyor. Demek ki adamın bir bildiği var. Hem nasıl oluyor da dünyadaki diş hekimlerinin 9'u öneririr? Demek ki önlerine ne koyarlarsa Evet diyorlar. Bunların göz doktorlarına gitmesi gerekli.

Beni bu hayattan kim kurtaracak?

Sabahtan akşama kadar çalışıyorum, okula gidiyorum. Zamanımın çoğunu bu iki şey alıyor. Bunlarının yanında spor yapmak ve kitap okumak istiyorum. Ama ne mümkün. Kütüphaneden aldığım ve yarın vermek orunda olduğum kitabın sadece 8 sayfasını okudum. İşler yap yap bitmiyor. Haberleri ekliyorum yeni telefon çıkıyor. Yeni telefon çıkınca yandım. Resimleri, özellikleri derken zaten zaman geçiyor. Bir de halin varsa buna özel haber hazırla. Hazırlasan ne olacak, eklediğin telefona ertesi gün onlarca yorum gelmiş. İşin yok sa onu da oku, hataları düzelt yayına al. Bitti mi, tabiki hayır. Mağaza güncelle, özel mail atanlara cevap ver, 3G ile Görüntülü konuşmanın aynı olduğunu söyleyenlere ve Nokia E65'in ön yüzündeki sensörü kamera sananlara açıklama yap. Cep telefonu satmadığımız halde her seferinde bunun neden olduğunu açıkla. 5 yıl önce piyasadan silinen telefonun fiyatının neden yazmadığını gel de anlat. Bitmedi, Şimdi bir de forum olayı çıktı bakalım. Ah işte, aramızdaki bu aşk olmasa,

Hayata CELLMANN ile bağlanmak

Bir insan, bir eşya veya herhangi bir şey, nasıl görmek istersen onu o şekilde anlarsın. İnsan hayal gücünün elverdiği kadar kötülük işler. Bir kimseye göre kötü olan, diğerine göre iyi olabilir. Bu bize her insanın kriterinin farklı olduğunu gösterir. Kötülük bana göre ne kadar kötülük, iyilik bana göre ne kadar iyilik? Tanışmak istediğim biri hakkında küçük bir araştırma yaptım. Sonuçlar kafamı karıştırdı. Bazı insanlar benim "küçük şeyler" olarak tanımladığım sorunlara takılmış ve o şekilde görmüş, başkalarına da bunu anlatıyor. Bazıları iyi biliyor. İyi dedikleri şeyler de bana göre pek de iyi olmayan şeyler. Onun çine girip kendim öğrenmez ve söylenenlerle hareket edersem bazılarını sevindirmiş olacağım. Öğrenirsem ve bunun karşılığında zarar görürsem yine sevinenler olacak ve göğüslerini kabartıp "Biz söylemiştik" diyecek. Merak ettiğim şey insanların yeni biriyle tanışırken terreddütleri oluyor mu ve ne gibi?

Evlenme bahanesi ile aldatılan dedeler

Yarışmaydı, eğlenceydi oydu buydu derken ekranlardaki yeni moda “Evlendirme Dairesi” oyunu oynamak oldu. Flash TV’de başlayan bu dalga 14.04.2008, tarihinde daha öncede kendisi hakkında yazı yazdığım sunucu tarafından da yapıldı. Şu anda yaklaşık 6 programda bu tarz bir durumu gördüm. Reyting uğruna değil Zaten bunu hepimiz biliyoruz: Reyting uğruna değil. Yaşları artık 70’e dayanmış daha önce bir çok evlilik yapmış dedeler, saçlarının beyazlığına ve sakallarının uzunluğuna aldırmadan umutla bu tür programlara katılan şirin dedelerimiz evlenme bahanesi ile kandırılıyorlar. Televizyonları başında bunları izleyen küçük çocuklar dedelerine, “Dede sen de katılsana” diye söyleniyorlardır. Büyüklerde “Bak şu adamın yaptığına” diyerek gözlerini daha çok açıp izliyorlardır. Sunucular gelenlerin yaptıkları hareketlerle, konuşmalarla reytingin tavan yaptığını düşünerek “Oh, bugünü de kurtardık” diyorlardır. Hiç durmadan devam edin. Sonra ne oldu? Yaşlı adam programdan sonra çıkıp kendisi gibi ha

Maç Fenerbahçe'nin hakkıydı, Chelsea kazandı

Resim
Dün gece Fenerbahçe yine inanılmaz bir oyun izlettirdi bize. Erken bir gol yememize rağmen sürekli savaştık ve gol atamasakta çabamızla onları dövdük. 90 dakika boyunca içlerinde hep bir korku vardı. Çok kritik pozisyonlar vardı. Fenerbahçe'yi alkışlıyorum ve bir Türk takımının Chelsea karşısındaki bu mücadelesinden dolayı gurur duyuyorum. Bir Galatasaraylı olarak Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Liginden elenmesine çok üzüldüğümü söylemek istiyorum. Seneye inşallah final oynarız.

Su böreği güzel miydi?

Okuldan çıktıktan sonra bir an önce eve gitmek istiyordum çünkü fena bir şekilde karnım acıkmıştı. Otobüs durağına çok az kalmıştı ki yeni açılan bir kafenin üzerindeki yazıya gözlerim takıldı: "Tereyağlı su böreği" Saat 21:00 civarıydı. Şansımı denemek için içeriye girdim. İçeride 2 tane çalışan vardı. Birisinin arkası dönüktü. Su böreğinin olmadığını görünce güler bir yüzle: -Sadece bu börekler mi kaldı? dedim. -Evet sadece bunlar kaldı şu an" dedi satıcı. O an aklıma " Tamam teşekkür ederim, hayırlı işler. " demek gelmedi ve adamın yüzüne bir kaç saniye aval aval baktıktan sonra: -E şey, peki, su böreği güzel miydi? diye sordum. Sorumu tamamladığımda çalışanların yüzü hemen gülmeye başlamıştı. Arkası dönük olan kadın bir anne şefkati içerisinde diğer elemana "Git evden tepsiyi getir." dedi. Eleman da hemen eve giderek su böreği tepsisini getirdi ve bana 2 dilim börek verdiler. (Misafirler geleceğinden dolayı kalan böreğin tümünü eve götürmüşler

TurkcellPDA 5. sırada

Resim
TurkcellPDA blogu Mobilbey yönlendirme sıralamasında 5. sıraya yükseldi. TurkcellPDA'da Turkcell'e ait tüm PDA ve BlackBerry modellerini bulabilirsiniz. Bu modellere ait uygulama ve yazılım yükseltme dosyalarıda TurkcellPDA'da mevcut. Aynı zamanda video içeriğe de sahip TurkcellPDA blogunda İşTcell kampanyalarını da bulabilirsiniz. TurkcellPDA Mobilbey

Turkcell'in kapısını hızlı çarpma, geri dönmek zorunda kalabilirsin

Resim
"Turkcell'in kapısını hızlı çarpma, geri dönmek zorunda kalabilirsin." İşte bu büyük sözüne daha önce dikkat etmediğim için çok kötü bir şey yaptım: "İmaj değişikliğinden sonra farklı bir kimliğe bürünen kişiliğim, kontrol edilmesi güç, kendi kendine enerji üreten ve depolayan, hatta bu ürettiği enerjinin büyük bir bölümünü sevdiği insanlarla ücretsiz olarak paylaşarak, onlarında gözlerinin ışıldamasına, kalplerinin aydınlanmasına yardımcı olan ben, kontör almak için Turkcell Abone Merkezi'ne daldım. Geldiğimi hemen farkettiler. Çalışanların yüzüme bakarak "Ne var?" ifadesini çizmeleri aslında bana karşı gösterecekleri müşteri memnuniyetinin bir parçası değildi. Kapıyı fena hızlı kapatmıştım. Hemen merkezin en üst yetkilisinin yanına giderek: "Çok özür dilerim, yanlışlıkla oldu." dedim. Gözlerimin içine baktı, ben bu sırada bir özür daha diledim. Samimiyetimi anlayınca "Tamam o zaman çık ve bir daha gir." dedi. Evet, bu onun bana yap

Bu çekilişe lütfen katılmayın

Turkcell’in iPod Touch verdiği Ekonomik İnternet Paketi çekilişine lütfen katılmayın. Zaten 10 MB ’lık veri için tam 25 kontörünüzü alıyor. Hem pakete üye olduktan sonra eğer iptal mesajı göndermezseniz diğer ay paketin normal ücreti olan 100 kontör ile ücretlendiriliyorsunuz. Siz en iyisi abone olmayın. 35 milyon abone için 25 iPod Touch veriyorlar. Bu çok az.

Ağlayan bir palyaçoyum

Sınavın %70’i hocanın kendi yazdığı kitabının içeriğinden çıkacağı için mecburiyetten aldık bir kitap. Para peşin diyen arkadaşıma inat hocadan izin alarak veresiye kaptım kitabı. Yalnız bazılarının gözü kalmış ki, okuldan çıkışta gittiğim markette cebimden paramı çıkarmak için kenara koyduğum kitabı unutmuşum. Ertesi gün kitabı almak için markete gittim. Yolda aklıma geldi ama bu kadar çok uzatacaklarını sanmıyordum. İşte o an: Market Görevlisi: Evet elimizde bir kitap var. Söyle bakalım kitabın ismi ne? Ben Hastayım: Kitabın ismini tam olarak bilmiyorum. Zorla aldığım için ismine dikkat etmedim ama kültür ile ilgili bir şeydi… (Kültür Penceresinden) M.G: Ya sen nasıl öğrencisin dostum insan aldığı kitabın ismini bilmez mi? B.H: Evet haklısınız. Bu kitap bizim hocanın. Sınavda buradan soracağım deyince mecbur almak zorunda kaldık. Zorla elime tutuşturdular. (Cümlemi bitirdiğimde adamın eline bir koz verdiğimi hissettim. Çünkü hocanın ismini de hatırlamıyorum.) M.G: Tamam. O zaman