Kayıtlar

Ocak, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sağlık karnesi

Bu karneye neden sağlık karnesi dediklerini anlamıyorum. İnsanlar hasta olduklarında, doktor bu karneye hastalığı hakkında bilgi ve iyileşmesini sağlayacak ilaçları yazıyor. Bu karneye hastalık karnesi veya ilaç karnesi ismi verilmeli. Sonuçta karne değimiz şey konuyla ilgili içerikten oluşur. Geçen sene Haziran ayında kapanan karnem, öğrenci belgemi göndermeme ve onlarca kez telefon etmeme rağmen ancak 7 ay sonra devreye girdi. En son aradığımda bilgisayarların arızalı olduğu ve Ocak sonuna kadar halledeceklerini söylemişlerdi. Dedikleri gibi de oldu zaten. Karnem, Ocak aynın son iş günü açıldı. Fakat bu durum beni Sağlık Kanseri yaptı sayılır. Bu 7 aylık dönemde çok tehlikeli olabilecek 2 hastalık geçirdim. Bunlardan ikisi de kanserle ilgili. Belirtiler bu yönde ve eğer doğruysa elimde tuttuğum bu karne artık sağlık karnesi değil, ölüm karnesi olabilir. Bunu en yakın Pazartesi günü öğrenebileceğiz.

Kendi blogunu okumak

Biraz unutkan olduğum için ara sıra “bloguma en son ne yazmıştım.” diye merak ediyorum ve hemen girip yazdıklarıma bakıyorum. Ben Hastayım’ın yanında Halime Çiçek isimli bir bloga da sahip olduğumdan dolayı ve o blogu, blogla aynı ismi taşıyan arkadaşımla birlikte yazdığımdan dolayı oradaki merakım biraz daha farklı. Okuyucu kitlesi de çoklu Karşılıklı atışmaların yaşandığı blogda, Halime’ye karşı bir şey yazdıktan sonra gelen yorumları ve Halime’nin cevabını beklemek çok zevkli oluyor. Aynı şey onun içinde geçerli. Genellikle yazılarımı gecenin bir vakti yazdığımdan dolayı Halime sabahları hep büyük şoklar yaşar. Bazen onu iyice şok etmek için yazımı yazdıktan sonra telefonuna mesaj gönderirim. O da bu mesajı okur ve hemen rüyasında korku filmini çeker ve gişe rekorları kırar. Oradaki okuyucu kitlesi de kendi içerisinde 3'e ayrılır. Biri benim yanımda olanlar, diğeri Halime'nin tarafını tutanlar, bir diğeri ise Halime'nin yanındaymış gibi görünüp, küçük küçük ona dokundu

Bu şarkıya takmayan kalmadı

En son Turkcell Recebin tavuğu reklamlarında izlediğimiz bu Rafet El Roman'ın Seni Seviyorum şarkısını değiştirmeyen kalmadı sanırım. Ama Turkcell'in ki de çok güzel olmuş.

Cem Uzan rehber denetiminde kitap okuyacak

Resim
Plan yapmayı seven bir insan olduğum için en başından beri Cem Uzan ve Genç Parti hareketine karşı bir ilgim var. Fakat bu siyasi bir ilgi değil. Tamamen psikolojik açıdan. Genç Parti’nin nasıl kurulduğunu hatırlatalım: Tüm gazetelerin son sayfalarında akşam yayınlanacak televizyon yayını için duyuru yapılmıştı. Belirtilen saatlerde tüm kanallarda herkes Cem Uzan’ı dinlemek durumunda kalmıştı. Kaç dakika sürdüğünü hatırlamıyorum ama son cümleleri şöyleydi: Çekilin, açın Türkiye’nin önünü, durduramazsınız, Türkiye geliyor. Psikolojik savaşı Cem Uzan'dan öğrendik İşte şok bir gece baskını diyebileceğimiz tarzda başlayan bu psikolojik savaş seçim konuşmaları, televizyon reklamları ile birlikte Cem Uzan’ı buralara kadar getirdi. Her konuşması, her hareketi konusunda uzman olan kişiler tarafından hazırlanıyordu. Türkiye seçim kampanyalarını Cem Uzan ile öğrendi. Bedava döner ekmek, fotoğraf çektirmeler, bayrak, t-short, atkı vb. gibi aksesuarlar dağıtmalar. Çoğu ihtiyaç sahibi insan 50

Nerde diyorum sana söyle çabuk nerde?

Resim
Ben giyim mağazalarında erkek reyonunun üst veya alt katta olmasına karşı çok sinirleniyorum. Sana sevdanın yolları bana merdivenler. Zaten içeri girer girmez hemen “Beyefendi erkek reyonu üst katta.” diyorlar. Belki kız arkadaşıma bir şey alacağım. Bunun içinde mi üst kata çıkmam gerekli? Geçen gün bir mağazaya gittim. İçeride üç kişi vardı. Ben içeri girince hepsi toparlandı. Ben yine alt veya üst kata çıkmak için hazır bir şekilde, gözlerimin içine yeşil yeşil bakan adama: + Nerde? diye sordum. Ama sadece adama “ Nerde? ” dedim. Bir an duraksayan adam, ciddi duruşum karşısında ses tonunu yumuşatarak, “ Kim nerde? ” diye cevap verdi. + "Kim mi, erkek reyonu tabi ki. Nerde erkek reyonu?" dedim. Bir anda herkesin yüzünde bir tebessüm belirdi. Gerçekten çok komik bir durumdu. Ben alt kata inerken, benden hemen sonra dükkana giren görevlinin, arkadaşlarına neden güldüklerini sorduğunu duydum. Ayrıca çıkarken de bana güzel güzel baktılar. Görevlilerden biri kapımı açtı ve tek

12.000'den fazla yorumu onayladıktan sonra

Mobilbey'e telefonlar ile ilgili her gün onlarca yorum geliyor. Bu yorumların hepsi gözden geçiriliyor. Fakat çok azı onaylanıp diğer ziyaretçilerle paylaşılıyor. Yorumların onaylanmama sebepleri arasında ilk sırada yazım hataları ve firmalara ve telefonlara karşı ağır eleştiriler geliyor. Üzüldüğüm nokta ise telefonlara gelen çok güzel ve detaylı yorumların yazım hataları yüzünden onaylanmaması. Biz ekip olarak az çok bu hataları düzeltmeye çalışıyoruz fakat yorum yazarken i, ş, ç, ü, ğ vb. gibi harflerin yerine ı, s, c, u, g harflerini kullandıysanız, bunlara zaman ayırmamız mümkün olmuyor. Yıllardan beri öğrenemediğimiz bir şey var ki bu da yazdığımız yorumun tamamını büyük harfler kullanarak yazmamak. Eğer bir kullanıcı telefonu ile ilgili çok sinirli ise bu yola başvuruyor. Çoğu yorumcu, cümle bittikten sonra büyük harfle başlamıyor. Türkçe karakter kullanmayan çok kullanıcı var. Bunların hepsi yorumların onaylanmaması için sebepler. Bazı insanlarda firma ile ilgili an

Bazıları üzdükçe mutlu oluyor

Arkadaşlarıma geçen ay şu mesajı göndermiştim. Bu mesajı göndermemin kendi çevremle ilgili bir sebebi vardı : "Bir insanın kalbini kırmak güzel bir şey değil. Fakat bazı insanlar bunu yaptıkça mutlu oluyorlar." Devam eden savaşta her iki tarafında yanında değilim. Arada kalmayı sevmiyorum, çünkü arada kalanlar eziliyorlar. Umrumda olan tek bir şey varsa silahlardan ve bombalardan dolayı ölen masum insanlar ve özellikle çocuklar. Haberlerde bir bebek görmüştüm ve fosfor bombasının etkisi ile bütün vucudu yanmış, gözleri yaşlı bir şekilde inliyordu. Vucudunun her yerini sargı bezleriyle çevrelemişlerdi. Acıdan dolayı yaşlı bir insanın inlemesini biliyorum. Fakat acıdan dolayı bir bebeğin inlemesini ilk defa gördüm. Onun gözlerine baktığımda, bir kaç sene içerisinde yaşadığı acının, benim inleyen bir yaşlının gözünde gördüğüm acıdan daha fazla olduğunu gördüm. Geçmişten ders alınması gerekirken, İsrail Başbakanı kendine kötü bir son hazırlıyor. Bu sonu yaraları bir daha iyileşme

Kontör Sıkıntısı Çekiyorsanız Bu Yazıyı Okumayın

Resim
Kontör Sıkıntısı Çekiyorsanız Bu Yazıyı Okumayın Lütfen her ayın sonunda kontör sıkıntısı çekiyor veya yüklemelerini her 3 ayda bir hat kapanmasın diye yapıyorsanız lütfen bu yazdıklarımı okumayın. Turkcell’den aldığım internet hizmetinin karşılığı 5623 kontöre dayanıyor. Online işlem merkezinde yazan rakamlara göre internete son 3 ay içerisinde tam 5623 kontör vermişim. Yani bu miktar normal bir kullanıcının her ay 100 kontör alarak yaklaşık 4,5 senede ulaşabileceği bir rakam. İşte belgeler: Ekim ayında 150 kontör yüklemişim ve toplam 670 kontör harcamışım. Bunun yarısı GPRS. Kasım ayında hiç kontör yüklememişim. Fakat bunun karşılığında toplam 2734 kontör harcamışım. Bunun 2524'ü GPRS'e. Aralık ayında zirveye yükselmiş. Toplam 2812 kontör harcadığım Aralık ayında sadece 2774 kontör GPRS'e harcamışım. Teşekkürler Turkcell, verdiğin bedava internet paketleri için :) Bu interneti nerelerde kullandım? Bu internet paketlerini okula gidip gelirken MSN açıp,

Neden geceleri mesaj çekiyorum?

Çünkü sabah uyandığında mesajı olduğunu görenler, benim gönderdiğim mesajlardan birini okuduğunda güne sinirlenerek başlıyor. Sinirlenerek başladığı için gün içerisinde stres ile boğuşuyor ve hayatından bir tat alamıyor. Ben de zaten bunu istiyorum. Daha önce yazdığım Günde kaç mesaj gönderiyorum başlıklı yazıya ulaşmak için tıklayınız. Anlamsız mesaj göndermek ve insanların tepkilerini toplamak çok hoşuma gidiyor. Son zamanlarda maç saatlerinde ve gece 3-4 arası daha çok göndermeye başladım. Aynı evde kalan kişilere de birden fazla aynı mesajı gönderdiğimde artık evdeki herkes beni konuşmaya başlıyor. Ertesi gün beni gördüklerinde sordukları ilk şey bu soru oluyor: Neden gece? Telefonumun durumu Önceden mesaj göndererek telefonların hafızasını doldurabiliyordum. Fakat teknoloji artık buna izin vermiyor. Çoğu telefon sınırsız sayıda mesaj alabiliyor. Şu an kullandığım telefon bozuk. Bir kişiye 5 tane bayram tebriğinin veya kampanya bilgisinin gelmesinin tek nedeni bu. Listenin sonuna