Kayıtlar

Ağustos, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sallasam Tutar mı?

Çağrı merkezinde çalışmak, deliler hastanesine ön kayıt yaptırmak ile aynı şeydir. Her çağrı geldiğinde, sevdiklerimizle birlikte yaşağıdığımız bu dünyayı daha başka kimlerle paylaştığımızı gördükçe, içinizdeki insan sevgisinin azalıp, hayvan sevgisinin arttığını da göreceksiniz. - Ama benim e-posta adresim yok. + O zaman sallayın bir tane adres. - E ama sallasam tutar mı? - Pantech PG1600 telefonum var, telefonumu çok seviyorum. Bataryasını alabilir miyim? + Bizde bu ürünün bataryası yok. - Ben görüyorum ama. + Tamam o zaman fiyatı nedir? - ee şey... + Sepete ekle butonu var mı? - eee....?? - (Karısı telefonu aldı ve merhaba eşim zorla arattırdı. Ekranda "Aradığınız ürün bulunamadı." yazıyor. - İnternetten sipariş versem kargoyla gönderme imkanınız var mı? + Zaten sadece kargoyla gönderiyoruz. (Yok tüm Türkiye siparişini gelip kendi alıyor. Biz kargoyla gönderemiyoruz.) - Kasa almak istiyorum. + Ürünü internette gördünüz mü? - Hayır görmediğim için arıyor

Amerika'da idam cezası var

Menfaatleri söz konusu olduğunda suçlu-masum ayırmadan herkesi katledebilen Amerika, hak ve hukuk bilmez uygulamaları ile kendisine sadece düşman kazanmaya devam ediyor. Amerika'nın sergilediği bu tavırların cezasını da yine masum insanlar çekiyor. Her fırsatta zengin yer altı kaynaklarına sahip müslüman devletlerine, terör konusunda suçlamalar yönelten Amerika, "insan hakları" konusunun da kendisi için hassas olduğunu söylüyor. İdam denildiğinde çoğu kişinin aklına İran'ın gelmesine karşılık, Amerika'da da idam cezasının olduğunu ve en çok idam yapan ülkenin Çin olduğunu kimse bilmiyor. İdam cezası Amerika'da da var ve bu yıl 11 Ağustos'a kadar 9 kişi idam edildi. Ama dünyanın hiçbir ülkesi bu idamlar karşısında bir kınama yayınlamadı. 2010 yılı idamlar: Çin: 2000'den fazla olduğu tahmin ediliyor. İran: 252 ABD: 46 Yapılan idamların çoğu uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı suçlamalarından. Sonrasında ise cinayet ve tecavüz suçları geliyor. Am

Ordu Göreve

Resim
40 yıldır bu ülke, karanlık güçlerin kontrolünde olan terör ile uğraşıyor.  Zamanında " ORDU GÖREVE " diye pankart açan demokrasi düşmanları ile emekliliklerini isteyen bu paşa takımı, ordunun görevinin sadece " darbe yapmak "tan ibaret olduğunu sanıyorlardı. Kendilerini göreve çağıran demokrasi düşmanlarına karşılık 10 yıldır darbe planları ile uğraşanlar, terörün bitmesini, Türkiye'nin gelişmesini ister mi? Terör biterse AK Parti’nin daha fazla oy alacağını düşünürler. Çünkü bunlar vatan uğruna koltuk pazarlığı yapacak insanlardır. Darbe konusunda uzman olan generaller, söz konusu terör olunca 3-5 çapulcu karşısında 40 yıldır ne şeref bıraktılar ne de haysiyet. Hem dünyanın en güçlü orduları arasında gösterilip, hem de 3-5 eşkiyaya kendi askerini esir aldıran, her ay onlarca şehit veren dünyanın en güçlü başka bir ordusu yoktur. Sonunda tekmeyi yiyenler bugüne kadar verilen binlerce şehidin ve şehit ailelerinin ruhuna huzur doldurmuştur. Yurdun dört bi

10 yıl önce de dünyanın en pahalı benzinini kullanıyorduk

Resim
Pahalı benzin kullandığımızı nasıl anladık? Türkiye, Cumhuriyet tarihinden bu yana her zaman dünyanın en pahalı benzinini kullanmıştır. Demirel varken de en pahalı benzini kullanıyorduk, Ecevit varken de. Ama insanlar o dönemlerde açlık ve sefalet çektiklerinden dolayı benzinin pahalı olması onlar için bir şey ifade etmiyordu. AKP iktidara geldi, ekonomi düzeldi ve refah seviyesi arttı ve o zaman benzin konusunda sesler yükselmeye başladı. Karnı doyan vatandaş kendisini biraz zorlayıp ev aldı. Evini alanlar biraz daha para biriktirdi ve kendilerine bir araba aldı. Daha düne kadar işe yürüyerek veya bir kaç vesait değiştirerek gidenler araba sahibi olunca, dünyanın en pahalı benzinini kullandığımızı gördüler ve haklı olarak şikayet etmeye başladılar. Benzin fiyatları hakkında yapılan şikayetler ekonominin düzeldiğini ifadesidir. Demek ki bir litre benzin için 4 TL veremeyecek araba sahibi insanlar var. Zaten AK Partinin düzeltmesi gereken iki şey kaldı. Biri bu benzin fiyatları,

İnsanlık dışı uygulama

Geçtiğimiz hafta İran’da bir kadının, yüzüne kezzap atıp kör olmasına neden olan sevgilisini affettiğini okuduk ve izledik. Şeriat kurallarına göre kör olan ve yüzü tanınmayacak hale gelen kızın hakkı, kendisine yapılanın aynısını adama yapmasıydı. Ama kız son anda vazgeçti. İnsan hakları örgütünün bu uygulama karşısında “İnsanlık dışı bir uygulama” yorumu, kör olan ve yüzüne bakılmayacak hale gelen kızın acısını bir derece daha artırdığını düşünüyorum. Benim hayatımı karartan ve insanların arasına çıkamayacağım bir şekle sokan bu adamın cezası 5 yıl hapis yatmak mı peki? O adam 5 yıl sonra hapisten çıkıp hayatına kaldığı yerden devam edecek. Ama mağdur olan kız ömrünün sonuna kadar bu acı ile yaşamak zorunda kalacak. Kız herşeye rağmen adamı son anda affetti ve onu Allah’a havale etti. Yapılabilecek en doğru şey buydu belki de. Adam yaptıklarının karşısında kendisine merhametli davranan kız karşısında ezildikçe ezildi. Sanıyorum ki artık ömrünün sonuna kadar vicdan azabı çekecek.