ikaRUS


ikaRUS

Her defasında şoföre "Bağlarbaşından mı gidiyor?" diye sorup "Hayır" cevabını aldıktan sonra "Tamam o zaman buna bineceğim." diyerek bindiğim, 12 numaralı otobüse binmek için durağa doğru sol şeritten hızlıca yol alıyordum.

Durakta kapısı açık bir şekilde bekleyen fakat içinde şoförü olmayan bir otobüs, otobüsün kapısının önünde sıraya geçmiş 20'den fazla insan ve bu insanların en başında bekleyen iki delikanlı amca vardı. Otobüsün kapısına geldiğimde bu iki amcanın şöyle konuştuklarını işittim:

-Belki bu değildir bekleyelim. Belki başka otobüs gelecektir.

İşte bu iki amcanın, bugüne kadar hiç kız arkadaşı olmayan ama alışveriş merkezinin önünde bekleyip yoldan geçen kızların kendi aralarındaki konuşmalarına yüksek sesle cevap verirken "sempatik" olduğunu düşünerek bir kız arkadaşının olacağını sanan, kız arkadaşı olduğunda da ona karşı koruyucu ve kollayıcı bir hap gibi davranıp, normalde kendisi gece 2-3'te eve gelirken kız arkadaşının akşam ezanından sonra dışarıda olmasına, instagram'dan güzel kızların resimlerini beğenerek tepki veren iki ergen liseli gibi olduklarını gördüm.

Kendi aralarındaki bu konuşma durakta bekleyen herkesin "otobüse binme cesaretini" kırmış ve öğrenilmiş çaresizliğin pençesi grubuna madde bağımlısı onlarca genç kazandırmıştır.

Ben ne o iki amcanın konuşmasına ne de arkaya doğru uzayıp giden kuyruğa aldırış etmeden otobüse bindim ve en arkaya geçip oturdum. Beni gören bu yaşlı iki amca da, sanki arkalarından köpek kovalıyormuş gibi otobüsün içine atlayıp kendilerine "Bu gençlerde hiç saygı kalmadı ya, önceden böyle miydi?" diyecekleri bir yer buldular. Arkalarından da diğer insanlar geldi.

Otobüse binen her bir kişi önce akbilini basıyor, ardından benimle gözgöze geliyor ve yerine oturuyordu. Sanki akbil basmak yeterli değildi ve gözleriyle de "abi binebilir miyim?" diyerek benim onayımı alıyorlardı.

Cesareti, bir kaseye konulan çorbayı kaşık kaşık içtikten sonra dibinde kalanı bir parça ekmekle sıyırıp sünnetleme isteğini içimizde oluşturan o çorba artığı kadar olan ve bir kaç kişinin "kesin bilgi paylaşalım" bile diyemediği söylentisi yüzünden otobüse binemeyen insanlar var aramızda. Otobüs yanlış olsa ne olur! Başka otobüs gidecekse inersin ve diğer otobüse geçersin.

Bu olay kimliği belirlenemeyen Rus uçağının düşürüldüğü günün bir sonraki günü olmuştu. "Ruslar gazımızı keser mi?" endişesi içimde devam ederken bir tarafta uçak düşürüp dünyayı ayağa kaldıran bir iradenin cesareti ile diğer tarafta kapısı açık olan otobüse dahi binmekten çekinen insanların cesaretini karşılaştırmak durumunda kaldım. Umarım bu genç arkadaşlar ilerleyen zamanda fabrika ayarlarına geri dönerler ve klavye delikanlılığı yapmadan, atalarının savaş meydanlarında gösterdikleri kahramanlık hikayelerinin altına "Yeni bir örnek yazalım arkadaşlar" dediğimiz örneklerden olurlar.

Not: Bu ikarus otobüsleri de çok özledim. Bi tane bulsam sırf nostalji olsun diye bineceğim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Apple iPod Shuffle 3. nesil kullanımı

"Kosla Oxi Action Vanish Max" fazla oluyor

Arif Sinan ünlü mü ünsüz mü?