Kayıtlar

Doğum günüm yaklaştığında ilk aklıma gelen

Doğum günüm yaklaştığında ilk aklıma gelen 2000 yılında bilgisayar sistemlerinin çökeceği yalanı olur. 10 yıldan beri her doğum günümde bu olay aklıam gelir ve bizi ne kadar saf yerine koyduklarını düşünüp gülerim. O zamanlar ortaokuldaydım... O zamanlar ortaokuldaydım ve bilgisayar sistemiyle çalışan su ve elektrik şebekelerimiz olmadığı için çok mutluydum. Amerika’nın sonunun geldiğini düşünüp sevinmiştim. Ama beklediğim şekilde olmadı. Akşam haberlerde sadece bir kaç yazarkasanın 1900 tarihine ait faturalar kestiğini gördüm. Bunun dışında herşey normaldi. 2000 yılı yazarkasa sektöründe çalışanlar için bir dönüm noktası dır. A’dan Z’ye tüm firmalar o yılda bu sektöre girmiş ve ciddi paralar kazanmışlardır. Şuan minicik fiş kesen küçük yazarkasalar o dönemde çıkmıştır. Gönül isterdi ki Amerika’nın suyu elektriği kesilsin, kurusunlar, pis kalsınlar aç kalıp yok olsunlar :) Bunlar olmadı ama benim beynim bu milenyum sendromundan baya bir etkilendi.

Profilo Bir tek anneler dayanır reklam filmi

Resim
Reklam çok başarılı. İnsanın anne olası geliyor. Oldukça etkilendim.

The End: USAme

Resim
"USAme Bin Ladin'in öldürülmesi, Amerika için, dünya genelinde barışın peşinde olan insanlar için ve 11 Eylül 2001'de sevdiklerini kaybeden herkes için bir zafer anlamına geliyor." George W. Bush Peki bu büyük başarınız evlerini yıktığınız, yanlışlıkla annelerini ve babalarını öldürdüğünüz çocuklar için ne anlama geliyor? Masum insanların sizin kanlı planlarınızla ne ilgisi vardı? Gün gelecek bu acıyı yaşattığınız çocuklar da, demokrasi demokrasi diye havlayarak girdiğiniz yeraltı zengini bu ülkelere yaptıklarınızdan intikam alacaktır.

Hal-ime bak

Eskiden mi günlerimiz güzeldi yoksa o günleri güzelleştiren bizler miydik? İlkokulda öğretmenim soru cümlesinde “mi”lerin ayrı yazılacağını o kadar kafama sokmuş ki, artık bir kelime içerisinde “mi” geçse onu bile ayrı yazıyorum. Örnek: son sene mi seviyorum. Bir zamanlar kanlı savaş sahnelerine tanıklık eden blogumuz artık yeni dönemde milletvekili adayı olamayanlar gibi sessiz ve hüzünlü. Tabi ki bu sessizlik kuzuların değil Halime'nin sessizliğinden kaynaklanıyor. Kendisi yıllarca gıda terörüne yardım, yorgan, yastık ve yataklık etmiş, tüm market, bakkal ve alışveriş merkezlerinde gizli faaliyetlerde bulunmuş. Hindistan koalisyon hükümetinin baskılarına dayanamayarak soluğu Tarım ve Kültür Bakanlığı’nda almıştır. “Sokaklarda rahatça dolaşıp, bakkaldan manavdan veresiye alışveriş yapmak istiyorum.” diyerek dumansız hava sahalarına veda eden Halime’yi artık canlı yayın yapan sunucuların arkasında ilginç hareketler yapıp, bir eliyle el sallayarak, diğer eliyle de sevdikl

Blogspotun kapatılması hakkında

Blogspotun kapatılması hakkında Digiturk’ü haklı buluyorum. Elbetteki ticaretini yaptıkları bir işin bazı hırsızların kazanç kapısı olması çok üzücü. Blogspotun kapanıp açılma kararının alınması sürecinde Google’ın işlemleri yavaşlatma çabalarına da aynı şekilde üzüldüm. Sonuçta Digiturk’ün şikayetine konu olan adresler belliydi. Google istese sadece bu adresleri engelleyebilirdi. Fakat Google, hükümetin kendisini sıkıştırdığı “vergi” konusuna karşılık tüm blogspot kullanıcılarını mağdur etmeyi tercih etti. Basit bir olay büyüdükçe büyüdü. İnternetin geçmişi çok fazla olmadığı için ve ülkemizdeki büyük çoğunluğun henüz internet kullanımı ileilgili bir eğitimi olmadığı için yanlış anlaşılmalar çok oluyor. MSN kullanan birisi mail adresinin olmadığını söylüyor. Kendisine www.ile başlayan bir adres söylediğinizde bunu tarayıcının adres satırı yerine, önce Google’ı açıp sonra arama kutusuna yazıyor. Hal böyle olunca mahkeme kararına Blogspot yerine Blogsport yazan katip yeni bir ala

Dekont olayı nedir?

Bizim okuldaki zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklı olan bir görevli, tam bir sene sonra, harç paramı yatırmadığımı iddia edip benden yaklaşık 700 TL’yi yeniden yatırmamı istedi. Üstelik bunu okulun duyuru panolarında, kantin ve pastanelerde, konferans salonlarında boy boy afiş bastırarak. Konuyla ilgili görüşmek için okulu telefonla aradım. Tabi ki böyle bir durumda, o anki sinirle karşıma çıkan ilk kişiye: “Acaba bir senedir aklınız nerdeydi?” diye sordum. Bir üniversite düşünün. Öğrencilerinden biri harç parasını yatırmayacak ve siz bunu tam bir sene sonra fark edeceksiniz ve bu sebepten dolayı öğrenciyi okuldan atacaksınız. Kayıt ve ekle sil son gününden sonra tüm dekontlar incelenir ve en geç 1 ay içerisinde harç parası yatırmayan öğrenciler çağrılır. Fakat ben ne hikmetse tam bir sene sonra çağrılıyorum. Okuldaki görevliye parayı yatırdığımı, zaten verdiğim makbuz karşılığında kayıt yaptırdığımı söyledim. Sistem seni yalanlıyor diyerek banka dekontumu getirmemi istedile

İnsanlar medeniyete gitse olmuyor mu?

Bu sabah Fox TV’de yayınlanan ve Fatih Portakal'ın sunduğu Çalar Saat programını izledim. İzleyicilerden biri Konya’nın bir yaylasında bulunan 20 haneli bir köyün videosunu çekmiş ve burada elektirik, su ve telefonun olmadığından, köylerine yol yapılmadğından şikayetçi olmuş. İnsanın olduğu her yere medeniyet götürmek?? Bu duruma Fatih Portakal’ın tepkisi şöyle oldu: “ Şimdi 20 haneli köye yol, su, elektrik götürülür mü be kardeşim diyebilirsiniz. Fakat insanın olduğu her yere medeniyet götürülmeli. ” İnsanlar medeniyete gelse olmuyor mu? Sadece yaz aylarında yaylaya gelen toplam 40 kişi için o bölgeye bu kadar yatırım yapılması mantıklı mı? Konya Ereğli ilçesine bi baksınlar bakalım altyapısı tamam mı? İlkokul ve lise binaları nasıl? Gelen şikayetlerin mantıklı olarak değerlendirilmesi gerekli. Henüz ilçedeki sorunlar tam anlamıyla çözülmemişken bu vatandaşın köyümüzde yol yok demesi çok saçma. (24.02.2011)