Kayıtlar

Eylül, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bizim yeğen, “Sürme çekerken gözünü incitti.”

Allah kimseyi hastanelere hasta olara düşürmesin. Geçen gün anneannemi götürmüştüm. Oradaki insanların hallerini görünce unuttuğum bazı şeyleri yeniden hatırladım. Ben en çok düşünebildiğim için şükrediyorum. Annesinin sürdüğü tekerlekli sandalyede bile zor oturan zihinsel engelli bir çocuk gördüm. Çocukla birlikte halime ne kadar az şükrettiğimi de gördüm. Anneannem doktorun odasına girince ben de koridorda biraz yürümeye başladım. Boş olan sandalyelerden birine oturdum. Yanında refakatçisi de olsa içeriye sadece bir kişinin girebildiği bir polikliniğin önüne oturuyordum. Ayrıca içeri giren kişinin arkasından da kapıyı kilitliyorlardı. Sen de mi? Yanımda bekleyen teyzelerden biri “Sen de mi gireceksin?” diye bir soru sorunca, ilkokula yeni başlayan bir çocuk gibi ağlamaklı olarak “Hayır” cevabını verdim. Artık benim için cevabı önemli olan tek bir soru vardı, o da: “Ben nerede oturuyorum?” Kafamı çevirip kapının yanına baktığımda Göz Acil yazıyordu. Avea aboneleri gibi Oh be çektikt

Sevmenin kotası

Resim
Sevmek temel bir ihtiyaçtır. Her insanın sevme ihtiyacı miktarı farklıdır. Bazıları göz açıp kapatıncaya kadar sevgisini tüketebilir, bazıları bir kaç gün sever sonra sıkılır. Bazıları bir kaç ay sever, bazıları ise sınır tanımaz ve ömür boyu sevmeye devam eder. Neden ben? Eğer sevmenin bir kotası varsa sınırsız sevenler için büyük bir problem var demektir. Çünkü kotanın ne kadar olduğu önceden belli değildir ve siz kota sınırının farkına ancak kotayı geçtikten sonra varabilirsiniz. Sınırsızca sevip bir gün kotayı geçtiğinin farkına varanlar, kendilerini yenilmiş, herşeyini kaybetmiş, yalnız ve umutsuz hissederler. Çevrelerindeki insanlara bakıp, onların mutlu olduklarını gördükçe “Neden ben?” sorusuna cevap ararlar. Zor bir soru Böyle bir durumda bu soruya cevap verebilmek zordur. Hayatında ilk defa kota aşımı ile karşılaşanlar büyük sıkıntılar çekerler. Daha önce başına böyle bir şey gelenler için de durum çok farklı değildir aslında. Yeniden sevmeye başladıklarında kotayı geçmemek i

Polisin büyük başarısına bakın

Önce Garipoğlunun ailesi tarafından teslim edildiği söylentileri çıktı. Daha sonra avukatlar tarafından getirildiği söylendi. Sonrada Vali ve Emniyet müdürü kameraların karşısına geçerek saatlerce konuştular. Sürekli birbirlerine teşekkür ettiler. Aylardır kırmızı bültenle aranan adam elini kolunu sallayarak kendisi teslim oldu. Garipoğlu için “Yakalandı.” ifadesi kullanılamaz. Bu yüzden emniyet müdürünün açıklaması yanlıştır: “Polisin yakalama, ele geçirme ve adliyeye çıkarma işi tamamlanmıştır.” Kızın babası sessiz kalma karşılığında 3 milyon dolar istedi. Hayyam Garipoğlu televizyona çıkıp ağladı. Vali ve emniyet müdürü de biz yakaladık diye açıklam yaptı. Bu olay her aşamasında şova dönüştürülmüş. Yaptığı açıklamada “Babama çok üzülüyordum, bu yüzden teslim oldum.” demiş. Baban 7 aydır içerde yatıyor. Bu işin arkasında bir anlaşma var. Bu kadar güçlü bir aile çocuklarını garanti almadan teslim etmez. Amaç gündemi değiştirmekse bu olay 7 aydır başından sonuna kadar oynanan oyunlarla