Kayıtlar

Mayıs, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Evladım nereye gidiyorsun?

“Yarım kalmış oyunları ben bitiririm.” Üniversite hayatımın ilk yılları öğrenci denilen kavramı anlamak ile geçtiğinden dolayı arkadaşlarımla birebir iletişim kurmaz onları uzaktan takip ederdim. Sınıfta kimseyle konuşmaz, kimseye sıkıntılarımı ve sevinçlerimi anlatmazdım. Bu yüzden derslerle ile ilgili bir gelişme olduğunda en son ben duyardım. İlk üç sene birinci sınıfı tekrarladığımdan artık okulda gördüğüm herkesi tanıyordum. Tek karıştırdığım şey hangileri ile şuan aynı dersleri aldığımdı. Sınav haftası benim için hep problemli geçerdi. Kimseden not isteyemezdim. Kimseden geçmiş yıllara ait sınav sorularını alamazdım. Sınav günü hangi sınıfta sınava gireceğimiz yarım saat önceden belli olur ve hoca panoya asardı. Buna göre herkes bir yerlere dağılırdı. Panonun önleri çok kalabalık olduğundan oraya gitmek yerine uzaktan izlemeyi tercih ederdim. Bir gün İngilizce sınavına girecektik. Sınav saat 11:00’deydi. Okula geldim ve panonun yakınında beklemeye başladım. Kısa süre içeris