Nasıl ölmek isterdiniz?
Ölüm her insana hayatında bir kere rastlayan olan bir şey. Az olanların değeri fazla olduğundan, ölüm de bizim için çok değerli bir olaydır. Bu kadar değerli olmasına rağmen insanların istemedikleri ve hatırladıklarında korktukları bir şeydir ölüm. Sonrası için insanların inandıkları farklı şeyler vardır. Ama neye inanırsanız inanın, ölüm anı, bugüne kadar gördüğümüz her şeyden çok farklı olacaktır.
Yıllarca ölümü bekleyen yatalak bir hastanın hissettiklerini çok merak ettim. Sabah olduğunda gözlerini açmak nasıl bir duygu? Koskoca dünya küçük bir yatağa sıkışmış ve hareket yok. İdam sehpasında boynunda ip takılan birinin içinden geçenleri merak ettim. Acaba insan o an ne düşünür? Yaptıklarını mı, yoksa yaşasaydı yapmak istediklerini mi? Savaşta yaralanıp kan kaybeden ve ölümün hafifliğini üzerinde yavaş yavaş hisseden o askerin kısık gözlerinde neler canlandığını, aklından neler geçtiğini çok merak ettim.
Uzun zaman önce izlediğim bir videoda bir zenciyi ailesi ile birlikte yere yatırmışlardı. Önce adamın karısını ve çocuklarını boğazlarından kestiler. Daha sonrada adamı öldürdüler. O adamın yerinde olsaydım ve o anki gücümün, karımı ve çocuklarımı kurtarmaya yetmediğini hissetseydim aklımdan neler geçirirdim? Bunu düşünmek çok zor. Eşinizin ve çocuklarınızın yanında, onların yüzüne bakarak bunu düşünmek çok zor.
Trafik kazasında çok feci şekilde ölenler gördüm. Televizyonları başında onların bu durumunu izleyen bir aile bireyinin veya akrabaların durumlarını merak ettim. Zaman geçmek bilmiyor derken, depremde yığınların altında günlerce bekleyip, açlığın ve susuzluğun getirdiği o yorgunlukta, karanlık, ölüm kokusu ve çığlıklar arasında yaşam savaşı veren bir insanın dakikaları nasıl geçirdiğini merak ettim. Kafasına saksı düştüğü için, ayağı kaydı için veya bir kamyon tekerleğinin, durakta bekleyenler arasında en masum olanına çarpıp öldürdüğünde ailelerin, yakınların buna nasıl dayandığını merak ettim.
Bir annenin çocuğunu öldürmesini, bir adamın karısını öldürmesini, bir akrabanın yeğenlerini yakmasını izledim televizyonlarda. Kardeşlerin birbirlerini öldürdüğünü gördüm. Kutsal olan mekanlarda artık en büyük suçların işlendiğini gördüm. Evladı tarafından öldürülecek olan bir baba olsaydım, elinde silahını gördüğümde acaba ona ne söylerdim?
Yaşadığım bu yıllar içerisinde o kadar çok ölüm gördüm. Sıranın bana da geleceğini hatırladım. Ama hiç oturup düşünmedim: Acaba ben nasıl ölmek isterdim?
ben hastayım | CELLMANN
Yıllarca ölümü bekleyen yatalak bir hastanın hissettiklerini çok merak ettim. Sabah olduğunda gözlerini açmak nasıl bir duygu? Koskoca dünya küçük bir yatağa sıkışmış ve hareket yok. İdam sehpasında boynunda ip takılan birinin içinden geçenleri merak ettim. Acaba insan o an ne düşünür? Yaptıklarını mı, yoksa yaşasaydı yapmak istediklerini mi? Savaşta yaralanıp kan kaybeden ve ölümün hafifliğini üzerinde yavaş yavaş hisseden o askerin kısık gözlerinde neler canlandığını, aklından neler geçtiğini çok merak ettim.
Uzun zaman önce izlediğim bir videoda bir zenciyi ailesi ile birlikte yere yatırmışlardı. Önce adamın karısını ve çocuklarını boğazlarından kestiler. Daha sonrada adamı öldürdüler. O adamın yerinde olsaydım ve o anki gücümün, karımı ve çocuklarımı kurtarmaya yetmediğini hissetseydim aklımdan neler geçirirdim? Bunu düşünmek çok zor. Eşinizin ve çocuklarınızın yanında, onların yüzüne bakarak bunu düşünmek çok zor.
Trafik kazasında çok feci şekilde ölenler gördüm. Televizyonları başında onların bu durumunu izleyen bir aile bireyinin veya akrabaların durumlarını merak ettim. Zaman geçmek bilmiyor derken, depremde yığınların altında günlerce bekleyip, açlığın ve susuzluğun getirdiği o yorgunlukta, karanlık, ölüm kokusu ve çığlıklar arasında yaşam savaşı veren bir insanın dakikaları nasıl geçirdiğini merak ettim. Kafasına saksı düştüğü için, ayağı kaydı için veya bir kamyon tekerleğinin, durakta bekleyenler arasında en masum olanına çarpıp öldürdüğünde ailelerin, yakınların buna nasıl dayandığını merak ettim.
Bir annenin çocuğunu öldürmesini, bir adamın karısını öldürmesini, bir akrabanın yeğenlerini yakmasını izledim televizyonlarda. Kardeşlerin birbirlerini öldürdüğünü gördüm. Kutsal olan mekanlarda artık en büyük suçların işlendiğini gördüm. Evladı tarafından öldürülecek olan bir baba olsaydım, elinde silahını gördüğümde acaba ona ne söylerdim?
Yaşadığım bu yıllar içerisinde o kadar çok ölüm gördüm. Sıranın bana da geleceğini hatırladım. Ama hiç oturup düşünmedim: Acaba ben nasıl ölmek isterdim?
ben hastayım | CELLMANN
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızı yazarken Türkçe imla ve yazım kurallarına dikkat ediniz...