Çağdaş Yaşama Engel haberine yılın ödülü
Bugün KanalD’de çok harika bir haber vardı. “Başörtüsünü ancak kafam kel olursa takarım.” diyen ve hastalığından dolayı saçları dökülüp başörtüsü takmak durumunda kalan Türkan Saylan’ın evinde arama yapılması Çağdaş Yaşama Engel olarak pazara sunuldu.
Ergenekon meselesinde Akp’yi karşı safa, kendilerini de Ergenekon safına koyanları anlamak mümkün değil. Sinek vızıltısından bahane üretip irtica hortladı diyen hassas beyinlere sormak lazım: Yerin altından bir orduyu donatacak miktarda silah çıkmasına rağmen, üst düzey komutanların, devlet adamlarının, bürokratların, hakimlerin, savcıların ve gazeteciler hakkında Ergenekon örgütüyle ilgili bağlantılar bulunmasına rağmen, darbe günlüklerini, suikast planlarını, ses kayıtlarını hiçe sayıp, görmezden gelip bu oluşumu savunmak hangi zekanın bir ürünü?
Bunca şey sonrasında Ergenekon yalan demek hassas beyinlerin işi. Bir suçu yok kabul etmek, suçluluk psikolojisinin gereğidir. Her suçlu sorgulandığında “Ben masumum.” der. Bunlarınki de o hesap olabilir. Diğer hesap ise bu zamana kadar büyük güçler tarafından yanlış yönlendirilmemiz olabilir. Bize yanlışı doğru, doğruyu yanlış gösterdiler.
Mesela bugün aklıma çok ilginç bir örnek geldi. Bir sabah programında “Kadınların evlendikten sonra kendi soyadlarını taşıyabilme hakkı.” konuşuluyordu. Sunucu bu hakkın hangi Avrupa devletlerinde olduğunu sordu. Anlatan kişi Avrupa’daki ülkelerin yanında, bu hakkı kadınlara ilk veren ülkelerin başında gelen İran’ı da saydı. Çok şaşırdım. İran’da kadınların hayatın çok içinde olduğunu duymuştum. Yasakçılıkta çok ileride olmasıyla birlikte kadın haklarında da ileride sayılır. Bunun gibi bilmediğimiz daha çok şey var.
Şimdi İran’dan örnek verince kızıyorlar. İran gibi istiyorsan oraya git diyorlar. Çağdaşlaşmayı batıda görenlere daha geniş düşünmelerini öneririm. “Kadın insan mıdır?” diye tartışan bir topluma bakarak çağdaşlaşmaya çalışıyoruz. İran, insanların giyimlerine yasaklamalar getirerek gerici bir hareket sergiliyor. Fakat açık konuşmak gerekirse, ülkemizde de yasaklamalar olduğundan hiç de çağdaş olduğumuz söylenemez. Hâlâ araba kullanan kadınlara hayretle bakılan bir ülkede çağdaşlıktan ve kadına verilen değerden bahsetmek mümkün değil.
Ergenekon meselesinde Akp’yi karşı safa, kendilerini de Ergenekon safına koyanları anlamak mümkün değil. Sinek vızıltısından bahane üretip irtica hortladı diyen hassas beyinlere sormak lazım: Yerin altından bir orduyu donatacak miktarda silah çıkmasına rağmen, üst düzey komutanların, devlet adamlarının, bürokratların, hakimlerin, savcıların ve gazeteciler hakkında Ergenekon örgütüyle ilgili bağlantılar bulunmasına rağmen, darbe günlüklerini, suikast planlarını, ses kayıtlarını hiçe sayıp, görmezden gelip bu oluşumu savunmak hangi zekanın bir ürünü?
Bunca şey sonrasında Ergenekon yalan demek hassas beyinlerin işi. Bir suçu yok kabul etmek, suçluluk psikolojisinin gereğidir. Her suçlu sorgulandığında “Ben masumum.” der. Bunlarınki de o hesap olabilir. Diğer hesap ise bu zamana kadar büyük güçler tarafından yanlış yönlendirilmemiz olabilir. Bize yanlışı doğru, doğruyu yanlış gösterdiler.
Mesela bugün aklıma çok ilginç bir örnek geldi. Bir sabah programında “Kadınların evlendikten sonra kendi soyadlarını taşıyabilme hakkı.” konuşuluyordu. Sunucu bu hakkın hangi Avrupa devletlerinde olduğunu sordu. Anlatan kişi Avrupa’daki ülkelerin yanında, bu hakkı kadınlara ilk veren ülkelerin başında gelen İran’ı da saydı. Çok şaşırdım. İran’da kadınların hayatın çok içinde olduğunu duymuştum. Yasakçılıkta çok ileride olmasıyla birlikte kadın haklarında da ileride sayılır. Bunun gibi bilmediğimiz daha çok şey var.
Şimdi İran’dan örnek verince kızıyorlar. İran gibi istiyorsan oraya git diyorlar. Çağdaşlaşmayı batıda görenlere daha geniş düşünmelerini öneririm. “Kadın insan mıdır?” diye tartışan bir topluma bakarak çağdaşlaşmaya çalışıyoruz. İran, insanların giyimlerine yasaklamalar getirerek gerici bir hareket sergiliyor. Fakat açık konuşmak gerekirse, ülkemizde de yasaklamalar olduğundan hiç de çağdaş olduğumuz söylenemez. Hâlâ araba kullanan kadınlara hayretle bakılan bir ülkede çağdaşlıktan ve kadına verilen değerden bahsetmek mümkün değil.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızı yazarken Türkçe imla ve yazım kurallarına dikkat ediniz...