Şimdi Okullu Olduk


Şimdi Okullu Olduk
Üniversitenin zirvesindeyken, eğitim dünyasından bir seneliğine ayrı kalmam, aramızdaki sorunları düşünüp çözmek için bana çok faydalı bir zaman oldu. Geçen bu süre içerisinde nerelerde hata yaptığımı ve mutlu olmak için neler yapmam gerektiğini iyice anladım. Rektörlüğün beni arayıp “hadi gel, seni affettik” demesi ile birlikte 7 yıl boyunca eskittiğim yollardan tekrar geçmek durumunda kaldım.

Diploma ile fotoğraf
Matematik bölümünün en zor sınıfı 3. sınıftır. Soyut Cebir dersi aklı başında olan insanlar için oldukça zordur. Bu dersi geçmek için kafayı biraz sıyırmanız gerekmektedir. Gerçi bana her gün bayram olmasına rağmen, 7 yıl gibi bir sürede diploma ile birlikte bir kare fotoğrafımın bile olmaması aslında her günümün de bayram gibi geçmediğinin bir göstergesidir.

Normal hızlı tren
Okulun ilk günü benim için oldukça zor oldu. Çarşamba gecesinden normal hızlı trenle başlayan yolculuğum sabahın erken saatinde, Uğur derin dondurucudan bile daha soğuk olan Kütahya’ya varıp kahvaltı bile yapamadan okula gitmekle son buldu. Akşam 22:00’ye kadar bir fiil derslere iştirak edip hocalarla ve arkadaşlarla kafa buldum, davul çaldım, şarkı söyledim.

Arapça'dan Çince'ye çeviri
Tez konularının benim gittiğim gün dağıtılması keyfimin kahyasını ve beni çok mutlu etti. Hayatımda ilk defa tez ödevi aldım. “Tez”in anlamı “Çabuk” olmasına karşılık, hocanın verdiği 10 sayfalık çeviri ödevini 1 yıl içerisinde bitirilmesini istemesi, tabi ki tüm eğitim ve öğretim ahlakına ters olsa da sesimi çıkarmadım. Belki de Arapça’dan Çince’ye çeviri yapacağımızı bilmeyenler olabilir. Söylemesi ayıp ikisini de küçük dilim gibi bilirim.

Zamanım olunca bakarım
Okula tahta kalemle gitmem ve ders esnasında bir marangozhane gibi sürekli tahtayı yontmam ve doğaya bir sürü zararlı atık bırakmam sınıf içerisinde gözle görülür bir rahatsızlığa neden olsa da, bana sadece haftada bir gün katlanmak zorunda olduklarını öğrenmeleri, anlayış göstermeleri için yeterli oldu. Neyse ki hiçbir problemi “Zamanım kalırsa dönüp tekrar bakarım” diye bırakmadan ilk günümü tamamladım. İstanbul'a gelince de ilk işim kırtasiyeye gitmek oldu. Kendime defter, uçlu kalem ve sarı laleler aldım. Evet çiçek pazarından.

Yorumlar

Yorum Gönder

Yorumlarınızı yazarken Türkçe imla ve yazım kurallarına dikkat ediniz...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Apple iPod Shuffle 3. nesil kullanımı

"Kosla Oxi Action Vanish Max" fazla oluyor

Arif Sinan ünlü mü ünsüz mü?