Müsahipzade Celal tiyatrosu Kargaşa oyunu

Bunalıma girmek üzereyken son çare olarak yaptığım şey tiyatroya gitmektir. Hayat zaten bir oyun ve oyalanmadan ibaret olduğu için, her anımızı sahnedeki oyuncu gibi yaşadığımızı düşünürüm. Oyunculuk benim her zaman ilgimi çekmiş olsa da, yabancı insanlara karşı alışma sürecim uzun sürdüğü için izleyici olarak kalmama neden olmuştur. Fakat dediğim gibi zaten hayat bir tiyatro sahnesi olduğundan 26 yıldır tek kişilik oyun oynamaktayım ve alışmam gereken bir yönetmen veya oyuncu arkadaşım yok.

Cami yapacaklar söylentisi
Yenilemek için yıkıldığında, hemen yanı başında tarihi bir cami olmasına rağmen, amacı bağcıyı dövmek olan kişiler tarafından “Cami yapacaklar” söylentisi çıkarılan ve bu duruma sanatsever olarak tanımlanan birçok kişinin bilinçsizce tepki göstermesine neden olan Üsküdar’daki Müsahipzade Celal tiyatrosunda Kargaşa isimli oyuna gittim.

Oyuncuymuş gibi heyecanlanıyorum
Oyunda 5 kadının geçmişe yönelik özlemleri anlatılıyordu. Gençliğini özleyen, sevgilisini özleyen, babasını özleyen kadınlar… Tiyatro izlerken içimde, sanki oyuncu benmişim gibi hep bir heyecan olur: “Ya hata yaparlarsa, ya unuturlarsa, ya takılırsa” felan diye. Ara verilirse içime bir rahatlama gelir. Fakat bu oyun tek perdeydi ve 1 saatten fazla sürmüştü. Oyuncu olsaydım başaramayacağım tek şey sözleri ezberlemek olurdu. Ve o kadar hızlı da asla konuşamazdım. Mesela unutsam ve arkadaşlarım hatırlattığı halde devam edemesem sahnede öylece kalsam acaba ne olurdu :) İsim konusunda zaten normalde de iyi değilim. Kardeşim olsun, en yakın arkadaşlarım olsun veya yeni tanıştığım biri olsun hiç farketmez onlara mutlaka ofisteki iki arkadaşımdan birinin ismini söylerim: "Mustafa, Meltem" (Erkeklere Meltem, kızlarada Mustafa dediğim olmuştur)

Acaba beni ne kadar alkışlayacaklar?
Gösteri devam ederken bir oyuncunun sahnesi arkasından alkışlamak doğru bir davranış değil. Ayrıca sahne sonrası her oyuncuya farklı şiddetlerde alkış tutmak henüz oyununu bitirmemiş oyuncular için de farklı bir negatif bir enerji oluşturuyor: “Acaba beni ne kadar alkışlayacaklar?” Bir filmin izleyiciye sunulması için bazen 1 yıl çalışma yapılıyor. Daha fazla süren filmlerde olmuştur. Ama tiyatro film gibi değil. Hata yaptığınız an mativasyonunuz bozulur ve oyun düşer. Tiyatro televizyonlarda yayınlanan "Çok Güzel hareketler Bunlar" gibi birşey de değil. Bir oyuncu açısından düşünürsek yaptığımız bazı hareketlerin oyuncular için ne kadar olumsuz ortamlar oluşturduğunu görürüz.

En çok kimi alkışladılar?
Oyuncuların tamamı güzel kızlardan oluşunca erkek izleyicilerin de sayıca fazla olduğunu gördüm. Bunu sahnede dans eden kızın (İsim vermeyeceğim, o kendini biliyor), oyununu tamamladıktan sonra aldığı alkıştan anladım :) Beşiktaş’ın golü arkasından tüm stadın son ses bağırması gibiydi. Güzel bir kızdı ve rolünde oldukça başarılıydı. Oyunculuğu ile birlikte sağlıklı beslendiği, spor yaptığı ve pozitif bir insan olduğu açıkça belli. Diğer arkadaşlarını sürekli kontrol ediyor ve onların hatalarını kapatıyordu. Öyleki oyunculardan birinden düşün peçeteyi sahnenin ortasından fazla belli etmeden aldı. Oyun bittikten sonra güzelce selamını verdi ve kenara çekildi.

Kendi sahnemize döndük
Sahneye yağan yağmur herkesi etkilemiş ve oyun sona ermişti. Artık yerimizden kalktık ve kendi sahnemize dönerek rolümüze devam ettik. Bizi de izleyen biri var ve perde kapandığında ondan da değerlendirmeler alacağız.

Kargaşa Oyuncuları
Nergis Çorakçı, Ece Özdikici, Ezgi Sümer Yolcu, İrem Arslan Aydın, Zeynep Özyağcılar

Yorumlar

  1. güzel kızları görünce bunalımdan çıktın sanırım. iltifatlar felan, aşık mı oldun?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınızı yazarken Türkçe imla ve yazım kurallarına dikkat ediniz...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Apple iPod Shuffle 3. nesil kullanımı

"Kosla Oxi Action Vanish Max" fazla oluyor

Arif Sinan ünlü mü ünsüz mü?