Hz. İbrahim'in cesareti

Allah'ın bize verdiği en büyük nimetlerden biri de düşünebilmektir.

Hz. İbrahim'in dönemin insanlarına putların hiçbir faydasının olmadığını göstermek için güzel bir oyun oynamıştır. Sırayla yan yana duran putlardan en büyüğüne dokunmamış, diğer tüm putları paramparça etmiştir. Böyle bir şeye sadece İbrahim'in cesaret edebileceğini düşünen insanlar ona:

"Söyle İbrahim, sen mi kırdın bizim tanrılarımızı?" diye sormuştur.

Hz. İbrahim: "Hayır bana neden soruyorsunuz, (sağlam kalan putu göstererek) bakın bu sağlam, buna sorun kimin yaptğını." demiştir.

Bunun üzerine oradaki insanlar "Sen de biliyorsun ki bu tanrılar konuşamaz. Ona nasıl soracağız ki." demişlerdir. Madem ki hiç konuşamayan, bırakın sizi, kendisine faydası olmayan bu putları ne diye ilah kabul edip taparsınız?

Oradaki insanlar yaptıkları bu saçma işin farkına varmış olsalar da gururlarına yediremedikleri için büyük bir ateş yakın Hz. İbrahim'i mancınıkla ateşe atmışlardır. Ateş Allah'ın emriyle gül bahçesine dönüşmüş ve Hz. İbrahim'i yakmamıştır.

Burada dikkatlerimizi çeken bir nokta var. Ateş hazırlanıyor, Hz. İbrahim mancınığa bağlanıyor ve fırlatma gerçekleştiriliyor. Ardından Hz. İbrahim ateşe düşüyor. Buna karşılık Allah, Hz. İbrahim'e en son anda yardım ediyor.

Hz. İbrahim ateşin kendisini yakmaması konusunda Allah'tan bir şey beklemiyor. Yani insanların yanlış yolda olduklarını göstermek için ortaya atılıyor ve çok cesaret gerektiren bir şey yapıyor ve sonunda da ölümü göze alıyor. Ama ateşe giderken bile "ben peygamberim bana bir şey olmaz" havasında değil. Emin olduğu tek bir şey var, Allah'ın onu gördüğü ve onun taktirine razı olduğu. Allah ne emrettiyse kabulümdür demesi.


Allah, Hz. İbrahim'in bu bağlılığı neticesinde ateşi bir gül bahçesi haline çeviriyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Apple iPod Shuffle 3. nesil kullanımı

"Kosla Oxi Action Vanish Max" fazla oluyor

Arif Sinan ünlü mü ünsüz mü?