Kayıtlar

Bu benim kaderim sevdiğim günden

"Böyle şeyler hep benim başıma gelir!" dediğiniz bir çok şey vardır mutlaka. Şimdi ben başıma gelen şeyi anlatacağım sizde kendi başınıza bundan daha kötüsü geldi mi söyleyeceksiniz. Gerçi bu blogu kim takip ediyorsa. " Sony Ericsson K750 cep telefonu kullanmaktayım. Harika bir telefon olduğunu söylememe gerek yok. Yeni tanıştığım bir arkadaşımla önceleri iyi başlayan dostluğumuzun daha sonrasında büyük bir kavgaya dönüştüğü sıralardaydı. Karşılıklı olarak sürekli mesajlaşıyor ve içimizden gelen en acımasız sözleri birbirimize tek tuşa basarak, kolayca gönderiyorduk. Özeleştiri yapmak gerekirse ben bu tür konularda çok fena olabiliyorum. Bu fenalığın cezası olsa gerek gönderdiğim mesajların iletim raporlarının iki kere geldiğini farkettim. Bir kaç kere daha bu olay tekrarlanınca telefonu dikkatli olarak incelemeye başladım. Bu karşılaştığım en zor durumdu, çünkü ayrılmanın son çizgisini geçmek üzere olduğum birine gönderdiğim, iç dünyamın en çirkin en kirli en berbat sö

"Kosla Oxi Action Vanish Max" fazla oluyor

Resim
Son günlerde yoğun bir şekilde reklamı yapılan temizlik ürünü "Kosla Oxi Action Vanish Max" biraz fazla olmaya başladı. İlk çıktığında sadece Kosla olarak tanıtılan mucize ürün artık uzaya uzaya bu ismi aldı. Bakkala gidip bana bir tane "Kosla Oxi Action Vanish Max" demek yerine bana "Vim" ver demek daha mantıklı. Ar-Ge'de çalışanlar bunu düşünmeleri gerekli. Bu ismi uzatmanın anlamı yok. Bu ürün ne yaparsa yapsın adı sadece "Kosla" olarak kalacak. Ama bu hikaye uzayacaksa ben yardımcı olmak istiyorum: Kosla Oxi Action Maxi Mükemmel Heryeri Temizler Siler Kirler Gider Vanish Max" Ben Hastayım | CELLMANN

Hastalığım televizyon ekranlarında

Yaklaşık 1 ay önce planlanan ve geçen hafta çekimleri gerçekleştirilen Kanal A televizyonu W programı Mobiletişim tanıtımı, hastalığımın zirveye ulaşarak ekranlara taşmasına dönüştü. Amerikan hastalığı olan Panik Atak illetinin (fena bir hastalık) bende de olması, yayının kamera arkası görüntüleri için çok güzel malzemeler oluşturdu. Kekeleme, gülme, unutma ve titreme gibi bir çok durumu aynı anda yaşadığım bu programda boğazıma, içtiğim çay da takılınca, kamera şakasına dönen halim ekranları başındaki izleyicileri ne tür bir duruma sürükler bilemiyorum.

Rüyalar gerçek olsaydı

Son 1 aydır çok ilginç rüyalar görüyorum. Aklımdan geçenlerin tümü rüyamda şekilleniyor veya sonuçlanıyor. Sonuçlanan her şey beni çok korkutuyor. Rüyamda ileriyi görmek istemem. Çünkü bu benim uyumamı engelliyor. Rüyamda korkunç şeylerde görmek istemiyorum. Gördüğüm zaman kesinlikle yatağa yatmıyorum. Dayanabildiğim kadar dayanıp uykusuzluktan bir yerde düşersem uyuyorum yoksa yok. Rüyalarımda gerçekleri de görmek istemiyorum. Gerçekler genelde acı oluyor. Bu da uyanık kalmamı engelliyor. Bu yüzden ben rüyalardan çok hayallerin gerçekleşmesi taraftarıyım. Gördüğüm rüyaları unutmaya çalışıyorum.

Hayaller gerçek olsaydı

Hayal nedir aslında bir tanımının yapılması gerekli. Siz ileriye dönük düşüncelerinizi anlattığınızda, ”Bırak bunları düşünmeyi hepsi hayal bunların.” demişlerdir. Bana da çok dediler. Üniversiteye başlamadan önce hayalim Matematik Bölümünde okumaktı. Sonra bilgisayar konusunda iyi olmak istiyordum. İnsanların bilgisayarda yapamadıklarını yapmak, her hangi bir durumda ilk akla gelmek istiyordum. İlk blogumu açıp teknoloji haberleri yayınlamaya başladığımda Mobiletişim’de çalışmak istiyordum. Bunlar düşündüğümde bana da hayal gibi geliyordu. Ama hepsi gerçekleşti. Demek ki bunlar hayal değil miymiş? Hayal olması için gerçekleşmemesi mi gerekiyordu anlamadım. Gerçekleşmeyi bekleyen hayallerim Derslerimi bir an önce verip okulu bitirmek. Mobiletişim’in ziyaretçi sayısını 100.000’e çıkarmak. Okul bitmeden bir araba alıp arkadaşlara hava atmak. K750’den sonra Sony Ericsson P1 almak. Bir gönülde yer bulmak. 15-20 dakika bile olsa bir BMW X5 veya Range Rover’a binmek. Geçen her saniyede ölüme

Mobiletişim’de 1 Sene

Mobiletişim’de 1 Sene Evet 3 Aralık tarihinde Mobiletişim’de işe başlayalı tam 1 sene oldu. Tabiki bu bir sene içerisinde gerçekten çok ciddi şeyler değişti hayatımda. Öncelikle profesyonel iş hayatını biraz olsun öğrenmiş oldum. Bunun yanında işle ilgili tecrübem üst seviyelere çıktı. Mobil Teknolojiyi daha da yakından görme fırsatım oldu. Bir çok insanla irtibat kurdum, bir çok kişiyle arkadaş oldum. Olaylara karşı daha mantıklı çözümler bulmayı öğrendim. Tasarım konusunda gelişme sağladım. Yaptığım haberler, –de, -da ları ayırmayı öğretti. Yaptığım şeylerin insanlar tarafından değerlendirilmesi ve beğenilmesi hoşuma gitti. Arkadaşlarımın arasında çok ayrı bir yer edindim. Karizmam sıfırın altından 100 üzerinden 80’lere çıktı. Son katıldığım televizyon programı ile birlikte karizmam 100’ü de geçti. Sayısal ve sözel olarak bende neler değişti? Cep telefonum ikiye çıktı. Dizüstü bilgisayar sahibi oldum. Hem insanlık olarak hem de yaptığı iş olarak çok kaliteli biriyle iş arkada

Bu nasıl bir cümle, bu nasıl bir zeka

İşte herkesi hayretler içerisinde bırakan ve 1-2 düzenleme ile oluşturduğum Halime’ye karşı yazdığım yazıya ait bir cümle: Blogları kapatmamın sebebi başarılı olduğum diğer alanlara daha fazla yoğunlaşmak ve başarımı artırmak içindi. Bunu o da çok iyi biliyor. Fakat dinleme kabiliyeti, iki kulağının arasında yolculuk yapan ve kafasına vurunca beynine doğru ilerleyerek süzülen seslerin, karanlık ve geniş kafa tasındaki bir kaç kırık tahtanın arasına sıkışan kırıntılardan oluştuğu için, söylediğiniz şeyi bir kaç sene sonra anlayabilmekte. Tabiki bu Halimenin ilk zamanlarına göre çok çok normal durumları. Tamamen bir zeka ürünü :)