Kayıtlar

Bana kimse Gökhan Tepe’ye benzediğimi söylemedi

Resim
Bazen arkadaşlarımı fısır fısır konuşurken görüyordum. Ben geldiğimde hemen toparlanıyorlardı. Benden gizledikleri bir şey olduğunu biliyordum. Ne zaman sorsam yok bir şey diyerek geçiştiriyorlardı. Ama bu konudan bahsettiklerini nerden bilebilirdim ki? Bana kimse bu güne kadar Gökhan Tepe’ye benzediğimi söylememişti. Gerçi bu durum “Niye benden gizlediniz?” diyebileceğim bir durum değil. Çünkü bana Tarkan’a da benzediğimi kimse söylemedi. Beni Gökhan zanneti Yuvama dönmek için Anadolu Seyahat'ten bilet almaya gitmiştim. İçeriye girdiğimde görevli kişi çok şaşkın bir şekilde yüzüme bakmaya başladı. O şaşkınlıkla, ağzından bu saçma soru çıkıverdi: - Bilet mi almaya geldiniz? - Eğer başka bir şey satıyorsanız onlara da bakabilirim. Adamın aklından geçeni okuyabilseydim ona şöyle demek isterdim: - Hadi ya ne bileti, satılık otobüs varsa onu almaya geldim. Ama bilmiyorum, Gökhan Tepe otobüse yatırım yapar mıydı? Ben 1 Trilyona otobüs alıp 35 TL’ye bilet satarak iş yapmak istemem. “Başk

Assos hatırası

Resim

Dünya’nın en temiz sahilleri nasıl elde edilir?

Resim
Suç kimde diye düşünürsek aklımıza bir çok kişi gelecektir. Burası Balıkesir-Altınoluk sahili. Buna benzer birçok manzara ile karşılaştım. Türkiye’nin dört bir yanından gelen bazı insanlar saygısızca buraları kullanıyor ve hiç hoş olmayan bir şekilde bırakıyorlar. İnsanlar eğitimsizlik ve görgüsüzlük yüzünden buraları kirletiyorlar. Ama benim kızdığım bir nokta da sahil belediyelerinin bu duruma karşı bir çözüm üretmemesi. Sahil şeritlerine çöp konteynırları konulmalı İnsanlar çöp tenekesi bulamadıkları için ve çöpleri yanlarına götürerek çöp kovalarına atma gibi bir alışkanlıkları olmadıkları için ağaç diplerine ve çalılıkların arasına bırakıyorlar. Daha sonra gelenler bunları biraz kenara itiyor ve bu çöplerin üzerine kendilerininkini atıyorlar. Böylece Dünya’nın en temiz sahillerini elde etmiş oluyoruz. Bu duruma ilgisiz sahil belediyelerinin belli aralıklarla çöp toplama istasyonları kurmaları ve ekiplerini görevlendirmeleri gerekir. İnsanların tatil psikolojisi İnsanlar tatil yöre

Minibüs şoförü ararsa yok deyin

Gençliğine güvenme yıllar alıp gidecek, Dünyada ikimize hatıralar yetecek Bir gün bıkar gidersen, yakanda olur elim Eğer beni dinlersen, üstüme düşme benim. Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi şarkıların çaldığı minibüslerden birine binmiştim. O sıralar piyasaya Nokia N95 yeni çıkmış ve “fırtınalar koparsa kopsun sürüklesin ikimizi.” şarkısındaki gibi estiriyordu fırtınaları. Herkes bu kutsal telefona elini yüzünü sürmek, duasını almak için satış mağazalarının önünde, 17 şeritli uzun kuyruklar oluşturuyor, fakat yol çalışmaları nedeniyle içeriye giriş tek şeride düştüğünden telefonu görebilmek için saatlerce beklemek zorunda kalıyorlardı. Kimileri “Allah’ım bu telefondan bana da nasip eyle.” diyerek dua ediyor, kimileri uykusundan uyanıp N95 diye bağırıyor, kriz geçiriyor ve elindeki renksiz ekran telefonun tuş kilidini kaldırıp ağlıyordu. İşte böyle bir ortamda minibüs şoförü kendisine N95 almış, N95’im olsun, 2000 TL borcum olsun diyerek gaza basıyordu Müslüm Gürses şarkıları eşliğind

Yumruğumu şişman adamın karın boşluğuna indirdim

Resim
Dün kartalı yuvasında ziyaret etmek için Beşiktaş’a geçtim. Motorumuz bir az küçük ve denizimiz biraz dalgalıydı. Ayakta beklememek için üst katta en arkada birinin yanına sıkıştım. Boğazın ortasına geldiğimizde motor iyice sallanmaya başlamıştı.Kendimi lunaparkta gibi hissetmiştim. Hatta bir ara “Oleyyy.” diye haykırmak bile geldi içimden. Ama hemen geri gitti. Motor kalabalık olduğundan ve arkada oturduğumdan önceden kalkıp çıkışa yönelmek daha mantıklı olacak diye düşündüm. İşte her şey bu mantıklı karardan sonra başladı. Birkaç adım atamadan sağdaki şişman adamın karın boşluğuna yumruğu indirdim. Oradan doğrulup arkamda kalan hanımefendiye vurmamak için yanındaki adamın bacaklarını kırdım. Sağlı sollu herkes elimden tutuyor, bana destek oluyorlardı. Ben de arkama aldığım bu güç ile çıkış merdivenine kadar 4-5 kişinin ağzını burnunu dağıttım. Merdivenlere geldiğimde hâlâ ayakta duramıyor, tutunduğum halde sağa sola çarpıyordum. Sağımda kaptan (kulübesi) vardı. Kaptan bana “Otur, y

Hayat rüyanın sonunda

Özür dilemek anlamsız geliyor bazen. Bir insanın kalbini kırdıktan sonra bunu yapmak çok anlamsız yada değersiz. Yolda giderken birine çarpsanız ve ondan özür dileseniz, sizi affedebilir. Ama kalp kırmak bu kadar küçük bir olay değil. Çok kırıldığım zamanlar oldu. Çok insanın da kalbini kırdım. Özür diledim elbetteki. Ama sadece karşımdaki insanın gönlünün olması için. Onlarca kez özür dilerim derken, bunun karşımdaki insanda bir anlam ifade etmeyeceğini bilerek özür diledim. Öyle oluyor ki, ciddi anlamda kırıldığım insan ne yaparsa yapsın eski samimiyetimle ona yaklaşamıyorum. Bir zamanlar bu da masum bir bebekti diyerek, cinayet zanlısı bir suçluyu sevemediğim gibi.

SGK Açıkhava Tiyatrosu Sistemine Geçti

Resim
SGK Açıkhava Tiyatrosu Sistemine Geçti Göztepe Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet binası. Hizmeti açık havada yapıyorlar. Zaten hava sıcak, çayır çimen var. Binlerce kişiyi içeride beklemektense, dışarıda piknik havasında yapmak daha mantıklı. Pencerelerin altına tahtadan merdiven basamakları yapılmış. İşleminizi yaptırmak için bu merdivene çıkıyor ve pencerelerden birine evraklarınızı uzatıyorsunuz. Sıralar karışır diye merak etmeyin. Bu konuyla iki adet güvenlik görevlisi ilgileniyor. Biri isimleri yazıp kayıt toplarken, merdivenlerin üzerinden duran diğer kişide isim isim kişileri çağırıyor. Etrafınızda tahta merdiveni yaparken kullanılan sutunlar ve parçaları dağılmış bir şekilde duruyor. Herkes bu saçma duruma bağırıp çağırıyor ama gidip şikayet eden kimse yok. Bizim insanımız artık rezilliğe alışmış.