Kayıtlar

Mart, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mustafa Balbay veya Gazeteci kimliğimle girdim, hain kimliğimle çıkıyorum

"Gazeteci kimliğimle girdim, hain kimliğimle çıkıyorum." Bir zamanlar " Cumhuriyetinize sahip çıkın! " diyerek " elden gidiyor " havası oluşturan Cumhuriyet Gazetesinin çok değersiz temsilcisi Mustafa Balbay, ilk gözaltına alınıp sorgusu tamamlandığında masum kedi gibi ses tonu ile kameralara ve mikrofonlara şöyle havlıyordu aman sesleniyordu: Gazeteci kimliğimle girdim, gazeteci kimliğimle çıkıyorum. Evet gördük; Yapılan reklamların ne kadar doğru ve yerinde olduğunu gördük. Resmen adamlar Cumhuriyeti elden götürüyorlarmış. Adam, İsrail'e Türk ordusunun gizli bilgilerini gönderiyor, sonrada çıkıp " Ben Atatürkçüyüm " diyor. Atatürk olsaydı sana daha önce görmediğin öyle güzel bir hediye verirdi ki doğduğuna pişman olurdun. Bu yaptıklarınızın hesabını nasıl vereceksiniz çok merak ediyorum. Ulu Önder öbür tarafta gelmenizi bekliyor sizin. Ayrıca Cumhuryet ismini kullanarak bu ismi taşıyamayan Cumhuriyet gazetesine de yazıklar olsun. Ben milliy

Deniz Baykal kendisine küfür edilmesine alışmış

Mitingleri ve mitinglerde geçen konuşmaları hep gülerek izliyorum. Liderler karşılarına halkı toplayıp canları ne isterse onu savuruyorlar. Baykal’ın ve Devlet Bahçeli’nin Başkabakana verdiği cevaplar gerçekten çok komik. Bunları bir yere yazmak gerekli. Bazen de çok hadsiz ve haksız konuşmalar gerçekleşiyor. Bunlara da dikkat edilmesi gerekli. Geçenlerde Baykal’ın Erdoğan’a söylediği “ Bırak sana rahat rahat küfür etsinler, bundan neden gocunuyorsun. ” lafını hiç anlamış değilim. Öncelikle 70 yaşını aşmış yetişkin bir insanın böyle bir düşünceye sahip olması beni üzdü. Daha da üzen durum ise bu sözleri binlerce kişinin ve televizyonların karşısında söylemiş olması. Bu kişilerin içerisinde Baykal’ı örnek alan binlerce genç kişi de var. İnsanların zayıf noktaları vardır ve sinirlendiklerinde küfürlü kelimeler kullanabilirler veya bunu farklı bir şekilde belli ederler. Fakat bu durum doğru bir davranışın sonucu değildir. Deniz Baykal’da yönetici konumunda. Onun da uygulamalarını beğenmey

Haklı olmanın rahatlığı

Aslına bakarsanız içten içe sinirlenyorum ama sözümde durmak için sesimi asla yükseltmeyeceğim. Bilgisayarım tam 40 gündür serviste ve ben daha hiç kimseye bağırmadım. Acer’e benden istedikleri arıza kayıtlarını 24 gün içerisinde tam 4 kez gönderdim. İlk göndermeyi elden teslim ettim. Daha sonra beni arayarak belge numaralarını tekrar istediler. Daha sonra bu belgeleri faks ile tekrar göndermemi istediler. Daha sonra ise faksın olmadığını ve e-posta ile yollamamı istediler. Tüm bu isteklerine hiçbir şikayet göstermeden cevap verdim ve gönderdim. Sonuç yine aynı. 20 gün öncesinde belgeleri teslim ettiğimde 3 gün içerisinde geri dönüş yapılacağı söylenmişti. Fakat hiçbir geri dönüş yapılmadı. Her aradığımda belgeleri tekrardan istediler. En son 12 hafta önce gönderdim ve bana en kısa süre içerisinde cevaplayacaklarını söylemişlerdi. Ama bir cevap yok yine. Yarın aynı arızadan 3 kez, farklı arızalardan 6 kez şikayetçi olduğum bilgisayarımı almak için servise gideceğim. Yaşadığım sıkıntıla

Gözlerime nazar değdi

Resim
Okulun merdivenlerinde yeni bir dönem başladı. Artık öğrenciler ile öğretim görevlileri aynı merdivenleri kullanmıyorlar. Bunun sebebi bir hocanın merdivenlerde bir öğrencinin çarpması sonucu düşmesi oldu. İşin ilginç yanı sabah 8’den akşam 16:00’ya kadar merdivenlerin başında temizlik görevlilerin nöbet tutması oldu. Temizlik personeli saatlerce merdivenlerde nöbet tutuyor ve inmek isteyen öğrencilere engel olmaya çalışıyorlar. Birgün nöbet tutan bir görevli ile sohbet etmeye başladık. Çalışma ortamlarını ve yaşadıkları sıkıntıları benimle paylaştı. Konuşmalarını benim gözlerime hasta olduğunu söyleyerek devam ettiriyordu. O anlarda nazar değeceği aklıma gelmişti zaten. Ve birkaç gün sonra da olan oldu. Kör olmasam da her iki gözüm fena şekilde kanlanmıştı. Görevli çok ileri gitmiş ve inşallah çocuklarımın gözleri seninki gibi olur felan da demişti. 3-4 gün bu şekilde bir sıkıntı yaşadım. Her gören bana ne oldu ağladın mı diyordu? Yeşil gözlerimin etrafını saran o kırmızılık gerçekten