Kayıtlar

Hoşgörü sadece dışarıya mı?

Uzun zamandır Zaman gazetesinin bazı haberlerine yorum yapıyorum. Ama nedense hiçbiri yayınlanmıyor. Yorum kuralları belli: Tümü büyük harf olmayacak, hakaret içerikli sözler yazılmayacak, belli bir grubu veya kesimi aşağılayıcı ifadeler kullanılmayacak. Bunlara çok dikkat ederek fazrklı zamanlarda 3 tane yorum yazdım. Ama nedense hiçbiri yayınlanmadı. Üstelik yorumlarımı "Hoşgörü ve Diyalog" başlıklı haberlerine yazmıştım. Tam sevdikleri konu ama yazdıklarımdan rahatsız oldular sanırım. Tarafsız gazete görmesek Tarafsız gazete görmesem inanmayacağım. Her gazetenin bir tarafı var. Eğer yazdığım yorumlar onların isteyeceği şekilde olsaydı hemen yayına alınırdı. Ama onların düşüncelerinden farklı olduğu için canları sıkıldı ve onaylamadılar. Gazete ve onlar, insanları sadece tek düşünce altında, kendi düşünceleri etrafında toplamaya çalışıyorlar. ABD, Avrupa, İsrail pkk ya yardım ederken, birileri Efendimiz hakkında hakaret içerikli resimler çizerken, birileri kötü sözler söyle

Nokia'ya yaklaşıyoruz

Resim
Eylül ayı sonunda Nokia ile karşılaştırma. Bir tarafta binlerce çalışanı ile Nokia, diğer tarafta binlerce çalışana bedel CELLMANN.

Geceleri sokaklarda dolaştım

Dr. Yalçın Doğan'ın hakkımdaki yorumu: 25 senelik ömrü hayatımda, diş bakımına önem veren, kötü alışkanlıkları olmayan, sağlam bir bedene sahip, günde 3 kere tok karna alınması gereken vitamin ilaçlarını bir kere bile aksatmayan, temiz, sağlıklı ve dürüst bir insan olarak senin bu durumunu hiç beğenmiyorum. Sık sık kontrol etmeme rağmen vücudunda hiçbir sağlık belirtisine rastlayamadım. Bunun sebebi yıllarca uğraştığın, değer verdiğin, peşinden koşup planlar yaptığın, derdinden uyuyamadığın, arkadaşlarının uyarılarına rağmen bırakmayıp daha çok bağlandığın, sürekli yanında olmasını istediğin olmadığında ise geceleri çıkıp sokak sokak gezdiğin, sırf ona daha yakın olabilmek için evini değiştirdiğin kablosuz internet olabilir. Elimden gelen her şeyi yaptım, Allah’tan ümit kesilmez ama kablo olmadığı için internet ile bağlantını kesemedim. Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.

Artık yeter

Bu İngilizler, İtalyanlar hele hele Brezilyalılar çok şanslı. Son zamanlarda PES6 oynuyorum ve bu lanet oyunda Türkiye ve Türk takımları boş kaleye gol atamayacak kadar güçsüz yapılmış. Bu kadarı da fazla. Tamam bende oynayamayabiliyor olabilirim ama AC Milan’la harika goller atıyorum. Şimdi Brezilyalı olsaydım PES 6, Fifa 2006, 2007, 2008’de daha şanslı olacaktım. Gerçi Türk futbolunun da kalitesi ortada. En sinir olduğum şey Türk oyuncular içinde doğru düzgün orta açmasını bilen birinin olmayışı. Orta açanlar ya kalecinin kucağına yada içerideki oyuncuların olmadığı bir tarafa topu gönderiyor. Ben bir kere bile tam kafaya top gönderen görmedim.

Hayatım anlamsız

Bir insan size bu kadar güç katabilir, hayatınızda bu kadar değişikliğe sebep olabilir, iç dünyanızı bu kadar doldurabilir ve düşünce sisteminizi silip yeniden kurabilir. Tüm bunlar gerçekleşirken, her şey planladığınız gibi devam ederken yanınıza baktığınızda şunu görüyorsunuz. Yok. Evet yok. Size basamak atlatan bu insan aslında bir hiçmiş. Sadece beyninizde tasarladığınız varlık olarak görebildiğiniz ve konuşabildiğiniz fakat gerçekte olmayan biri. Aynaya baktığımda aklıma 2 sene önceki halim geliyor. Bu ne diyorum? Pencereden dışarı baktığımda bana her şey anlamsız geliyor. İnsanlar gerçekten insanlar mı? Kaç tane gerçek insan var, kaç tane bu insanları değiştirmek için görevlendirilen insan var? Yada sadece ben mi varım? Ya herkes beni kandırmak için veya geliştirmek için bir oyun içerisindelerse. Arkamı dönüp gittiğimde neler olduğunu öğrenemiyorum.

100.000'e hazırlanıyoruz

Yine eşine az rastlanır bir şey yapan ben, VATMANN blogumun 100.000'e yaklaşan ziyaretçi sayısını büyük bir şölenle kutlayacağım. Kendime en kral mekandan çift kişilik yemek yedireceğim. Didim'den bir otele yerleşip 1 hafta tam pansiyon tatil yapacağım. Bitmedi, GS Store'a gidip binlerce formadan birini alacağım. Ayrıca Milli Takımın Avrupa maçlarına bilet alacağım. Ne belli belkide araba bile alabilirim. 4 ayda ulaştığım bu rakama göre ayda 25.000 kişi. Yani günde yaklaşık 1.000 kişi. http://vatmann.blogspot.com

Aynı hikayeyi yazıyoruz

Resim
Yine berabere kaldık. Aslında mesele bu değil. Mesele bu kötü huyumuzu neden düzeltemiyoruz. Galatasaray ve Milli Takımın maçları hep aynı formatta. İlk 10 dakika içerisinde gol ye, sonra savaşarak düzeltmeye çalış. Berabere bitirebilirsen ne ala (şimdiki gibi), ama başaramazsan üzülme her zaman bir son şansımız oluyor. (Sion:3 - Galatasaray:2, Galatasaray: 5 - Sion:1) Sanırım bunu bilerek yapıyorlar. Çünkü golu yedikten sonra bizim oyunculara hiç bitmeyen bir enerji geliyor. Canla başla toplara çıkıyorlar. Maçın heyecanını artırıyorlar. Şimdiye kadar Milli takımı böyle oynarken görmemiştim. 50'den fazla top kaybı yaşamıştır sanırım. Arda'nın çıkmasına çok sinirlendim. Golü Arda hazırladı çünkü ve arda Tümerden daha atak oynuyor. Ayrıca bizim oyuncuların pas verememe ve alamama durumları beni sinirlendi. Yıllarını futbola veren adamlar doğru düzgün paslaşamıyorlar.