Kayıtlar

Rekor iftar sofrası şaşırttı

Resim
İsmini vermek istemeyen hayırsever bir işadamı, 877 km uzunluğundaki Türkiye-Suriye sınırına iftar sofrası kurdurarak yeni bir rekorlara imza attı. Amacının gösteriş değil tamamen insanlık olduğunu belirten hayırsever işadamı “Aslında tüm Türkiye sınırını iftar sofrasıyla çevirecektim. Fakat masa ve sandalye bulmakta zorluk çektik. Şimdilik sadece Suriye sınırı. İnşallah önümüzdeki sene Irak ve İran sınırına da yönelmek istiyoruz.” dedi. Uzaydan görülüyor İftar sofrasının uzaydan da görüntülenebildiğini iddia eden işadamının, 4x4 jipi ile sofraları gezerek konuklarla bol bol fotoğraf çektirdiği ve Facebook’ta “2010 Ramazan xD” adlı bir albüm açtığı belirlendi. İftara katılan vatandaşların, yedikleri ızgara tavukların kemiklerini Suriye tarafına atmaları hoş olmayan görüntülere neden oldu. Sınırda olay çıktı Bu arada Suriye tarafından yemek kokusunu alan binlerce kişi, Cizre sınır kapısından geçmek istedi. İzinsiz gösteri yapan ve Türkiye tarafına yabancı maddeler gönderen eylemci

Havalimanında kaçak telefon ele geçirildi

Resim
Atatürk Havalimanında gerçekleştirilen denetimlerde yurda kaçak yolla sokulmaya çalışılan çok sayıda cep telefonu ve aksesuarı ile birlikte MP3 player yakalandı. Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Orginize Sanayi Bölgesi Amirliği ekipleri Türk Hava Yolları (THY) ile dün saat 04:30’da İngiltere’den İstanbul’a gelen İ.B (29) ve M.C.T (30) adlı iki yolcuyu şüpheli tavırları üzerine durdurdu. Vallahi Türkiye’den aldım Yolcu valizlerinde yapılan aramada, yurda kaçak yolla sokulmak istenen piyasa değeri 50.000 TL olan 12 adet Apple iPhone 4, 8 adet iPad, video kamera, flaş bellek ve 150 adet MP3 player yakalandı. Çapraz sorguya alınan şüphelilerden İ.B (29)ilk ifadesinde suçunu kabul etti. Cebinden çıkardığı Nokia 1201 modelini göstererek “ abi vallahi bunu Türkiye’den almıştım. Hattımı verin bari, içinde kontürlerim var. ” dedi. Yerimiz yurdumuz belli “Ne yapacaktınız bu kadar cihazı?“ sorusu üzerine gazetecilere saldıran diğer şüpheli M.C.T (30) ise “ 3-5 parça bir şey getirdik, bu kada

Büyükşehir çalışıyor...

Resim
Kendim için kullandığım bu sloganın gerçek sahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi, çevre duyarlılığı konusunda Türkiye standartlarının (*) üzerinde bir adım attı. Renault ile yapılan anlaşma gereği, çevre dostu araçların İstanbul’da da kullanımı ve yaygınlaştırılması konusunda işbirliği yapılacak. Renault Fluence Araçlar 2011 yılından itibaren Bursa’da üretilecek. Belediye ise elektrikli araçlar için gerekli şarj altyapısını oluşturacak. Bu geleceğe yatırım olarak atılan çok güzel bir adım. Fakat bu adımı tamamlayacak olan en güzel adım ise elektrik enerjisinin, Güneş ve Rüzgar enerjisi kullanılarak üretilmesi olacak. Böylece İstanbul herşeyi ile bir dünya şehri olacaktır. *Türkiye standartları: Çevremizi temiz tutalım Çöp dökmek yasaktır Çimlere basmayınız Denize çöp atmak yasaktır Çiçekleri koparmayınız

Şeytanın aklına gelmeyen Turkcell kampanyası

Operatörlerden ara sıra ilginç mesajlar almaya alışığız. Fakat son 10 yılın en büyük bombasını, bu mesaj gelince okudum. Bu fikri ortaya atan kişiyi, aboneleri süründürme konusunda göstermiş olduğu yoğun çaba için tebrik ediyorum. Şeytanın aklına gelmeyecek bir düzenleme. Kampanya hakkında Turkcell, Aran Kazan kampanyası ile ilgili yeni bir düzenleme yapmış. Aran Kazan’da diğer operatörlerden 30 gün içerisinde 180 dakikalık (3 saat) çağrı alırsanız, şebeke içi 1 hafta kullanabileceğiniz 1200 mesaj kazanıyorsunuz. 31 Ağustos 2010 tarihine kadar böyleydi. Şimdi ise bu konuda küçük bir düzenleme yapılmış. Önce gelen mesajı okuyalım: İşte o mesaj: “AranKazan’da 01.09.2010 itibari ile diğer operatörlerden 180 dakika arandığınız ay içinde numarasını Turkcell’den taşımış abonelerden gelen çağrılar, 180 dakikaya dahil olmayacaktır.” Yani diyor ki, sen 1 hafta kullanabileceğin şebeke içi 1.200 mesaj kazanmak için, 30 gün içerisinde diğer operatörlerden 180 dakika aranman lazım. Fakat

İsrail’in uluslararası hukuka saygısı

İran’ın ilk nükleer santralini devreye sokması ABD’de dahil tüm dünya ülkeleri içinden sadece bir ülkeyi rahatsız etti: İsrail. Uluslararası hukuka çok saygılı olan israil haklı bir gerekçeyle İran’ın durdurulmasını istiyor. Kendi gölgelerinden korkan ve dünyadaki terörü yöneten israilin, kulağı çekilmesi gereken dışişleri bakanlığı sözcüsü Levy’nin yaptığı açıklama ise kendi aralarında kavga eden ilköğretim öğrencilerinin sözlerinden farksız: “Uluslararası antlaşmaları bu denli bariz bir şekilde ihlal eden bir ülkenin, nükleer enerji kullanmanın faydalarından yararlanmasını tamamen kabul edilemez bir durum.” Bu açıklama yapılırken bir Türk gazetecenin “Sayın Levy, uluslararası sularda bizim insanlarımızı katlettiniz ve ayrıca çocuk, kadın yaşlı demeden Filistine yıllardır yaptıklarınız ortada. Bırakın nükleer enerji kullanmanın faydalarını, kendinizi insan olarak görebilmeniz kabul edilebilir bir durum mu? Bir tek siz mi akıllısınız?” diye sormasını beklerdim.

Sabah 6 ve çıldıran kadın

Resim
Evde yalnız kaldığım ilk gece gürültüden ve kavgalardan dolayı uyuyamadım. İlk önce 24 saat boyunca çalışan oto yıkama servisininden gelen su sesleri uyandırdı. Tam bunlara alıştım derken üst kattan sesler duydum. Kalkıp kontrol ettim, bütün kapılar kapalıydı. Herşeye rağmen tekrar uyuduğumda ise çok kötü bir rüya görerek tekrar uyandım. Sabah 6 olduğunda hükümet konağından gelen seslerle tekrar uyandım. Uyutmayacaklarını anlayınca balkona çıkmıştım ki, o sırada hızla yürüyen ve çokca ağlayan bir kadın “ Beni bırakıp gitme, sana aşığım, sen gidersen çıldırırım ” sözleri ile mahalle sakinlerinin tamamını uyandırmayı başardı. Kadın çaresiz bir şekilde nereye gittiğini bilmeden yürüyordu. Bu duruma insanların gülümsemesi ise beni üzen diğer bir şey oldu. Hiç susmadan konuşuyor ve hiç durmadan hızlı bir şekilde yürüyordu. Başına ne geldi bilmiyorum. 30 dakika sonra tekrar geçti sokaktan. Yine aynı şekilde ağlıyordu. Yine gülüşmeler oldu. Psikolojik sorunları olan insanlara karşı hep

Çamlıca Tepesi İngilizlerin

Resim
Sokaklarda o kadar çok turist varki bir mekanda kavga çıksa dayak yiyeceğim diye korkuyorum :) Sadece Avrupa'dan değil, ortadoğudan gelen turist sayısında da bu sene oldukça büyük bir artış var. Haftaiçi ve Çamlıca Tepesi olmasına karşın, fiş alma sırasında bekleyen 5 kişinin de yabancı olması beni oldukça şaşırttı. Turistlerin oraya istanbulu izlemek için mi yoksa bizim insanlarımızın yaptığı gibi, tüm uyarılara rağmen yerleri çekirdek kabukları ile doldurmak için mi geldiği bilinmiyor :) Restoranda arkamdaki masada bir Rus turist grubu vardı. İçlerinden biri yarı Türkçe yarı Rusça konuşunca bir an Rusça anladığımı sanmaya başladım. Ama hemen geçti. Güncelleme: En önemli yeri anlatmayı unutmuşum. Önümdeki asil ingiliz kraliçesi bayan 2 fincan kahve rica ettikten sonra ödemeyi gerçekleştirdi. Ardından birlikte kahvelerimizi almaya gittik. Görevlinin " Bacım tepsi al, elin yanmasın. " uyarısı Türk insanının yabancılara karşı ne kadar misafirperver ve nazik olduğunu